Onlar ki...
İşçi ve emekçinin her zaman yanında olan.
Fakir fukara, garip gureba ve yetimin hakkını hiç kimseye yedirtmeyen.
Yolsuzluk yapanların ocağına incir ağacı diken.
Havuzlara sığdıramadıkları havuz medyaları için Kanal İstanbul Projesini yapan.
Halkın parasıyla yapılan köprü ve yolları yine halkının kullanması için çok cüzi miktarlarda geçmelerini sağlayan.
Açlık sınırında yaşayan milyonlarca Türk halkı sırf sevaba girsin diye 3 milyon Suriyeliye baktıran.
Çiftimiz yorulmasın diye samanı, mısırı, bulguru, buğdayı ithal edip mazot ve tohumdan kar ettiren.
Ülke çıkarları için birilerinin önüne yatanların elinden tutup ayağa kaldıran.
"Ne istediyseler verdik" denilen cemaatçilere karşı taarruz emri verip ülkeyi kurtaran.
Ananı da al git üşümesin kadıncağız burada diyen.
Sırf kürt halkının sorunlarını çözmek adına siyasal menfaat ve oy gözetmeksizin HDP temsilcileri ile Dolmabahçe ve Osloda masaya oturan.
Çözüm süreci adı altında bebek katilinin mektubunu 83 milyona dinleten. "Direneceğiz, en son kalan kişiye kadar direneceğiz. Kürdistan’ı size bırakmayacağız" diyen Şivan Perwer'in Megri Megri şarkısı eşliğinde halaylar çekip şehitlerimizin intikamını alan.
MİT’in bulamadığı Osman Öcalan’ı FBI Türkiye Masası TRT’ye bulduran. İnsanlar dağda, kırda, bayırda, denizde çadır kurar da benim Yargımın ne eksiği var diyerek Habur'da çadır mahkemesi kurduran.
Gazetecilerin yoğun mesai harcadıklarını düşünüp onların bir nebze olsun tatil yapmalarına olanak sağlamak amacıyla Silivri AKP Sosyal Tesislerinin kapılarını sonuna kadar açtıran.
Sadece "Hey" ve biz istemedikçe ortadoğuda yaprak kımıldamaz söylemleriyle dünyayı dize getiren.
Kudretli sesleriyle Yunanlıları tir tir titretip adalarımızı geri alan.
Ve en önemlisi de Milli Bayramlara katılmak ve Atatürk’ün huzuruna çıkmak için adeta bir birleriyle yarışan bu güzel insanlardan daha ne yapmalarını bekliyorduk ki...!
