Rahatladın mı hoca efendi!
Son zamanlarda dinimize zarar veren o kadar abuk sabuk laflar eden insanlar türedi ki, hiç birini dikkate almamak lazım. Onlar Allah'ı kandırarak kime yalakalık ediyorlarsa varsı yollarına devam etsinler.
Ayasofya'nın açılışında Diyanet başkanı ülkemizin kurucusu Atatürk'ten bahsetmedi, hatta hakaretimsi laflar etti, sonrasında , “Söylediklerim yanlış anlaşıldı ben öyle demek istemedim” falan filan deyip pişmanlığını dile getirdi.
Sonra o güzel mabede Boynukalın hoca efendiyi getirdiler o da kendine göre bir takım abuk subuk laflar etti, dini kendine göre yorumladı, toplumdan tepkiler aldı vee gitti.
Sonra başka biri çıktı kürsüye. Mustafa Demirkan, o da kendini hocalardan ve alimlerden saydı, Atatürk’e hakaret ederek birilerine yaranmayı yamanmayı sürdürdü. Diyanet başkanı buve bunlar gibilerine bir şey deyip yapmadığı için bu tür türemelerin abuk sözleri sürüp gidiyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama son olarak bayan voleybol takımımız Tokyo Olimpiyatlarında son olumpiyat şampiyonu Çin’i 3-0 yenince Ulusça gururlandık, sevindik. Hatta Cumhurbaşkanı kızların kaptanını arayıp memnuniyetini belirtip başarılarının devamını diledi maçı izlediğini ve bundan sonraki maçları da izleyeceğini belirtti.
Tüm bu mutlulukların arkasından daha önceleri de abuk subuk laflar ettiği için açığa alınan ve sonrasında görevine Samsun Aşıkkutlu Eğitim merkezinde devam eden İhsan Şenocak adında biri çıkıp yine ahmakça abuk, subuk laflar edip, kızları hedef gösterdi. Maça öyle çıkmamalıymışlar gibi lüzumsuz ve gereksiz, üstüne lazım olmayan ve kendinin zurnanın son deliği olduğunu bilmeyen biri olarak gereksiz hatta, bizleri gururla temsil eden ve göğsümüzü kabartan başarılara imza atan kızlarımızı aşağıladı.
İhsan efendi kızlarımızın oraya gitmeleri bile büyük başarı iken, orada maça senin içi boş olan kafanla nasıl çıkmalıydılar?
Şalvar mı,yoksa çarşaf mı giymeliydiler? Ama o zaman o oyununun anlamı kalmazdı.
Yoksa Taliban kafasıyla oralarda ne işleri var mı?
Geç bunları hoca efendi geç. Sen önce gerçek islamı temsil ettiğini sanıyorsan temsil ettiğin dinin esaslarını öğrensen iyi olur. İslam, hoşgörü, sevgi, saygı, insan haklarını koruyan, ulusal birlik ve beraberliğin olmasını gerektiren bir dindir. Sen bu Taliban düşünceli kafanla Afganistan da büyük başarılara imza atabilirsin. Bence orada olmalısın.
Yöneticilerimiz de “Bizim taliban ile ters düşen bir yönümüz yok” dedi ama bizim o kafayla bir arada olma şansımızda yok ve bir arada olma ihtimalimizde yok. Laik ve demokrat Türkiye Cumhuriyeti devam ettiği sürece de olmayacak.
Evet İhsan efendi, bilmem anlatabildim mi.
Ayrıca gözün aydın kızlarımız İtalya’ya yenildi. Büyük bir ihtimalle sevinmişsinizdir. Bizler yenilmiş olsalar da bizleri orada temsil ettikleri için kızlarımızla gurur duyuyor ve duymaya da devam edeceğiz.
Merak ettiğim bir husus var. Diyanet bu ve bunun gibi kendini hoca sayanlara neden ödün veriyor ve neden bizlerden alınan paralarla bunlara maaş veriyor anlamak istiyorum. Mesela İhsan efendiye, “Yahu arkadaş sana ne? Sen, spor yorumcusu musun? Sana bu konuda fikrini soran oldu mu? İslamiyet ayıran değil birleştiren din olduğunu hatırla” diyen oldumu olacak mı? Ha arada böyle çatlak sesler çıkarın diye ayrıca tembih edilmiş olabilirler mi, onu da bilemem. Temennim böyle bir hususun olmamasıdır.
ABD dost mu, düşman mı müttefik mi?
ABD’nin son zamanlardaki tavrını anlamak mümkün değil. Biz onları müttefik ve dost bilirken, onların davranışlarının hiçte öyle olmadığını görüyoruz. Bir taraftan ülkemize asker ve polisimize kast eden terör örgütleri ile mücadelemizi dost ve müttefikimiz olarak desteklemedikleri gibi, bizim yıllardır mücadele verdiğimiz ve devletimizin bütçesinin çoğunun harcandığı terör örgütleri PKK, PYD ve diğer örgütlerle savaşırken, dost bilinen ABD, savaştığımız terör örgütlerine bizimle baş etsinler diye modern silahlar veriyor.
Yetmiyor öte yandan Yunan adalarının hemen hepsinin silahlanmasına Lozan Antlaşmasına göre ters olmasına rağmen, göz yumup destekledikleri gibi Trakya sınırımızı baştan sona modern silahlarla donatıyorlar.
Yine S-35 lere ortak olduğumuz halde bizi ortaklıktan attıkları gibi üretilen uçaklardan almak için verdiğimiz 1,5 milyar doların da üstüne yattılar. Biz onlardan uçaklarımızı ya da paramızı ne hikmetse söke söke alamıyoruz.
