Biz kimiz?
Hiç sordunuz mu kendinize ve çevrenizdekilere biz kimiz diye?
Günümüzde teknolojik ve ekonomik ilişkilerin gelişkinliğini göz önünde bulundurursak, yazılı ve görsel medyada genellikle kimler görülmekte?
Hele birde birilerine yaslanarak yayıncılık ve habercilik yapanların yazı ve görsel sunumlarında “cemiyet” haberlerinde kimler var?
Kimlerin doğum, düğün ve cenazeleri haber konusu yapılıyor;
Kimler aileleriyle tatile gidip gelirken ilgi odağı oluyor?
Kimlerin anıları yazılıp film yapılıyor?
Kim bunlar?
Oysa biz dünden bugüne çok şey yaptık, yapmaya devam ediyoruz kim olduğumuzu biliyor muyuz?
İlk üretim ve savunma aleti bıçak ve baltayı biz kullandık.
Hayvanları ilk biz eğittik.
Yunanlı tanrılardan ateşi insanlar için yarı tanrı Prometheus çalmadı biz bulduk.
Suyun kaldırma gücünü bizden biri Arşimet ispatladı.
Romalıların esirlere yaptığı zalimliği yine bir esir olan Trakyalı Spartacus ve arkadaşları insanlık onuru için karşı durdu.
Mısır’daki devasa piramitleri Firavunlar değil biz yaptık.
“Çin Setti” ni saraydaki değil biz yaptık.
İskenderiyedeki kütüphaneyi,
Atina’ da ki Athena ve Olympos tapınağını,
İngiltere'deki Buckingham sarayını,
Moskova'daki Kremlin sarayını,
İstanbul’daki surları ve Topkapı sarayını,
Paris'teki Eyfel kulesini,
Amerika’daki Özgürlük heykelini,
NASA’nın Kennedy,
Rusya’nın Baykonur uzay üssünü,
En büyük adliye sarayını, cezaevini,
Devasa yapıları cadde ve alanları biz yaptık.
Plan, projeleri biz çizdik,
Toprağı kazıp temelini, kalıplarını biz çaktık,
Gidilmez denilen uzaklıklara,
Aşılmaz denilen dağları ve denizleri,
Yapılamaz denileni yaptık, terimizi kanımızı akıttık,
Gençliğimizi hayatımızı verdik,
Bizden alınan vergiler yetmeyince,
Karın tokluğuna yapılar bitene kadar çalıştırıldık.
Sırça köşkleri,
Sultanları, kralları, beyleri, paşaları, efendileri biz yarattık.
Ama biz yarattığımızdan korktuk,
Korktuğumuz için şimdilerde boyun eğiyoruz.
Dün olduğu gibi bugünde, tarlayı süren,
Fabrikada çalışan, eğitimde, sağlıkta ve yaşamın diğer alanlarında yaşamı yaşanır hale getiren,
Yaşamın her alanında her koşulda vergisini veren,
Açlığa, yoksulluğa, göçe ve sürgüne gönderilen yine biziz.
Evet, yaşamın her alanında varsak peki biz kimiz?
