İşitmez, görmez, duymaz, anlamazlar ülkesiyiz vesselam!

Çevremizde olan biten dönen hiçbir şeyi anlamıyoruz.
Görmüyoruz.

Duymuyoruz.

Bilmiyoruz.

Anlamıyoruz.

Görmezden geliyoruz.

Duymazdan geliyoruz.

Bilmezden geliyoruz.

Anlamak istemiyoruz.

Yüz yıllık Cumhuriyet ülkesi en kanlı terör olayını yaşıyor biz hala katil kim diye sorup duruyoruz.

Terörü engellemekten birebir sorumlu olan devletin başındakiler teröre karşı miting düzenliyor bizler de onlarla birlikte gidip alkış tutuyoruz, tempo tutuyoruz, horon tepiyoruz.

Yüzlerce, binlerce kişi Ankara'da 'Barış Mitingi' yapmak için toplanıyor, üç beş kişi bir araya gelince (Albatros eyleminde de olduğu gibi) olay yerine Toma mangası gönderen devlet 'Barış Mitingi' yapanları neden korumuyor?

Sonrada pişkin pişkin ekranlara çıkarak (hatta bazıları da sırıtarak) formaliteden terörü kınama açıklamaları yapabiliyorlar.

Kim sorumlu!

Ben miyim?

Sen mi?

Ayşe teyze mi?

Ali dayı mı?

Murtaza efendi mi?

Yoksa; Ankara'daki bombalı katliamın en küçük kurbanı 9 yaşındaki Veysel Deniz Atılgan mı!

Tabi ki; sorumlu devlettir, devletin başıdır, başbakandır, cumhurbaşkanıdır, tüm bakanlarıdır, emniyet müdürleridir, askeri paşalarıdır, devletin tüm kademesinde görev yapanlardır.

Yeri gelince kükrüyorsunuz ya; asarız, keseriz, yaparız, biliriz, yıkarız, dökeriz!

Hadi o zaman nerdesiniz kardeşim nerdesiniz!

Başkentinizde yüzden fazla yurttaşınız öldürülüyorken neredesiniz!

Neden görevinizi yapmıyorsunuz!

Neden, neden, neden!

Peki devletin başındakiler bunları yaparken hala bu memleketin yarıya yakını aynı zihniyete neden destek veriyor dersiniz!

Onlar bu olan biteni görmüyorlar mı!

Duymuyorlar mı!

Bilmiyor anlamıyorlar mı!

Veya görmezden, duymazdan, anlamazlıktan mı geliyorlar!

Her gün ekranlarda;

Oluk oluk kanlar akacak!

Hepiniz öleceksiniz!

Defolup gideceksiniz!

Bu ülke bize kalacak!

Diyenlere neden tepki göstermiyorlar, neden dur demiyorlar, neden neden!

En kanlı terörü yaşadığımız Ankara'daki bombalı katliamın, 5 Haziran Diyarbakır, 19 Temmuz Suruç saldırılarının devam eden halkası olduğuna itirazı olan var mı!

Yok!

Peki bu üç olayda da ortak payda HDP ve HDP'ye destek verenlere karşı yapılan bir terör saldırısı olduğuna itirazı olan var mı!

Yok!

Peki bu üç olayda da ortada açık ve net ''güvenlik zaafiyeti'' olduğu görülmekte midir?

Evet.

O halde bir tane devlet yetkilisi de kalkıp özür dilemesi gerekmez mi?

İstifa etmesi gerekmez mi?

Afedersiniz demesi gerekmez mi

Facebookta her gün arabesk yorum yapan teyzeler ablalar da kınama mesajı yazsın, sen de!

Olacak şey mi bu!

Sen Ayşe teyze, Ali dayı, Murtaza amca, Fadime abla değilsin ki!

Sen devletsin devlet!

'Allah Devleti Başımızdan Eksik Etmesin' diye dua eden bu yurttaşın güvencesisin.

Dayanağısın!

Dağısın!

Duvarısın!

Yakışıyor mu şimdi sana!

Sen yüzlerce yurttaşının yaptığı mitingde koruyucu, kollayıcı, gözlemleyici olma!

Sonra da kalk uyduruk kıytırık kınama mesajları yayınla!

Geç arkadaş geç bunları!

Sen ey bunları görmezden duymazdan gelen vatandaş!

Sen de uyan artık.

Bak bu gün HDP'lisine!

Sosyalistine!

Barış barış diye bağırana!

Yarın da sana gelecek sıra sana!

Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamlarında açıkça istihbarat hatası var!

Açıkça MİT'in hatası var!

Bir örgüt lideri çıkıp devlet güvencesinde miting yapabiliyor.

Bu mitingde “oluk oluk kan akacağı”ndan söz ediyor.

Ertesi gün Ankara’da oluk oluk kan akıyor.

Devlet açıkça kandan beslenenlere prim tanıyor.

Göz yumuyor.

Sonra da oluk oluk kan akınca ne istifa ne de bir tedbir!

Biz yine de ne yapacağız biliyor musunuz?

Anlamayanlara inat, görmeyen, duymayan, bütün bu olanlara tepki vermeyenlere inat!

Barış kazanacak diye tempo tutacağız.

Gideceğiz sandığa ve barışın kazanması için oy kullanacağız!

Oluk oluk kan akıtanları, oluk oluk akan kandan beslenenleri barış türkülerimiz ile eğiteceğiz!

O akan oluk oluk kanlar içerisinde bir gün kendilerinin de boğulacağını bilmeyenleri, duymayanları, görmeyenleri, anlamayanları, yüreğimizdeki barış ve sevgi tohumları ile beslemeye gayret edeceğiz.

Onlar bilmese, anlamasa bile en azından bizler eminiz ki; içerisinde yolu barıştan ve sevgiden geçen insanlar yaşadığı sürece bu ülke hepimize yeter de artar bile!