İçimizi yakan orman yangınları
Sevgili Okuyucularımız. Yıllardır her Temmuz ayı girişinde orman yangınlarını konu eder insanımızın konunun önemi dolayısıyla dikkatini çekmeye çalışırım. Bu yıl tam sıcakları beklemeden Marmaris'ten bir yangın haberi geldi. Yıllar önce Hatay'da da bunun gibi aynı anda birden fazla noktada çıktığı anlaşılan orman yangınları haklı olarak benim gibi bütün kamu oyuna üzüntü vermektedir. Bu sabotaj fikrini uyandırmaktadır. Yakından takip ettiğim Türkiye Ormancılar Derneği, yangınları yakından takip etmekte hem ilgili kurum ve kuruluşlarla hem sahadaki meslektaşları ile hem de uzman akademisyenlerle temas halilde çalışmaktadırlar. Hatay Belen yangınında 1000 hektara yakın orman yok olmuş bu yangınlar orman örtüsü olduğu gibi oradaki tüm canlıları da etkilemiştir.
Derneğin orman yangınları ile ilgili genel bilgiler ışığında yapılan değerlendirmeler şu şekildedir;
1- Türkiye geçmişte olduğu gibi gelecekte de orman yangınları riskini en yakından hissedecek ülkeler arasındadır. Artmakta olan iklim krizi ile bu risk artmış ve artmaya devam edecektir.
2- Bu nedenle ülke ormancılığının öncelikli konularından biri iklim değişikliğine adaptasyondur.
3- İklim krizi nedeniyle yıl içersinde yangın sezonu kavramı neredeyse anlamsız hale gelmiştir. Orman yangınları yılın büyük bir kısmına yayılmıştır. Bu nedenle alınacak önlemler de bütün yıla yayılmalıdır.
4- Her yangın çıktığında sıcaklık, nem, rüzgar ve bunun gibi koşullara göre değişik şekillerde seyretmektedir. Orman içi ve bitişiğinde inşa edilen turistik tesis, konut, fabrika gibi yapılar ile taş, mermer, maden ocağı, katı atık depolama gibi işlemlere izin verilmemelidir. Ne yazık ki son yıllarda bu gibi işlelere izin verilmektedir. Tümüyle ortadan kaldırılması mümkün olmayan orman yangınları yönetiminde kamu oyunun desteği son derece önemlidir. Temennimiz 3 kuruş rant için ormanlarımızın riske atılmamasıdır. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
