14 Mayıs sonrası senaryom...
Parlemento çoğunluğu içinde HDP nin de yer alacağı muhalefet bloğunda olur.
MHP parlementoya giremez veya girse de en fazla 20'ye yakın milletvekili çıkarabilir. Bu durumda Cumhur İttifakı parlemento çoğunluğunu kaybetmiş olur.
Bu tabloya göre, seçim sonrası, MHP'nin gücü İYİ Parti'ye geçer ve İYİ Parti geçici süreliğine “Devletin partisinin” de misyonunu da üstlenmiş olur.
Seçim sonrası oluşacak ekonomik ve sosyal tsunami dalgaları, AK Parti'nin kucağına düşer.
Bu arada Beyefendiden kurtuluş tarihinin 14 Mayıs 2023 erken seçimleri olacağını hiç düşünmüyorum. Çünkü 20 yıldır ülkeyi din temelli siyasetle yöneten, toplumu ayrıştıran, yargıyıcemaate teslim edip uydurma belge ve tapelerle ergenekon ve balyoz davaları ile vatansever askerlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin içeri tıkılmasına seyirci kalan, cumhuriyetin kazanımı fabrikalarımızı babalarının malı gibi satan, ülke topraklarını yabancılara peşkeş çeken, daha doğmamış bebekleri 5’li çeteye borçlandıranları karpuz kesmeden göndermek ayıp olur.
Demek istediğim Cumhur İttifakı bu seçimi de kazanır. Lakin bu tek başına iktidar olacağı anlamına gelmez. Yani 2018 genel seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı ikili koalisyon hükümeti ile yönetilirken 14 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üçlü koalisyon dönemine şahit olabiliriz. Bu da partili cumhurbaşkanının meclis çoğunluğu kaybetmesi ve “tek adam” yönetimimin sona ereceği anlamına gelir.
Ki bence 14 Mayıs 2023 yılında yapılacak olan erken seçim bir “Devri Sabık” dönemi olabilir. Yani 20 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devletinin fabrika ayarlarıyla oynayanların sorgulanmak ve hesap vermemek adına 2024 baharı ya da 2025 sonbaharında yapılacağını düşündüğüm seçimlere kadar kendi kendilerini tasfiye etmesi sağlamak...
