Almanya ekonomik gücünü yitiriyor mu?
Almanya büyük bir ekonomik güç. Fransa ile birlikte AB’nin en güçlü iki ülkesinden biri. Dünyanın dördüncü büyük ekonomisi. Alman ekonomisinin motoru ihracat. En güçlü branşlar otomotiv sektörü, elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya.
* * * *
Almanya, Çin ve ABD ile birlikte dünyanın en büyük üç ihracat ülkesinden biri. Geçen yıl 1.564 milyar Avro ile rekor kırıldı. Dış ticaret zaten sürekli fazlalık veriyor. Fazlalılık temel ihtiyaç maddelerinin ithalatı ile yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatı arasındaki farktan kaynaklanıyor. Alman ekonomisinin motoru ihracat ama asıl gücünü orta ölçekli işletmeler oluşturuyor. Bu işletmeler ekonominin kalbi. Bunlar; yıllık cirosu 50 milyon Avro‘dan az, çalışan sayısı 500’ün altında olan işletmeler. Bunların bini aşkını ‘Hidden Champions‘ adı verilen, kamuoyunda genellikle pek bilinmeyen, ama dünya piyasasında başı çeken işletmeler.
* * * *
Böylesine bir ekonomi alarm veriyor. Almanya'da kış ılık geçti, enerji tüketimi de korkulduğu kadar yüksek olmadı. Ekonomide durgunluk beklentisi boşa çıktı. Ama önde gelen Alman ekonomi kuruluşları bu yıl için sadece yüzde 0,3 bir ekonomik büyüme bekliyor. Almanya için bu düşük rakamın gelecekte rutin olması da muhtemel gözüküyor. Uzmanlara göre, orta vadede de durum çok iyi gözükmüyor. Alman ekonomisinin ortalama büyüme oranı, gelecek on yılda yüzde 0,5 civarında olabileceği söyleniyor.
* * * *
Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi önceki gün ‘Gerçek şu ki: Almanya, tüm uluslararası büyüme tahminlerinde son sırada yer alıyor. Yakın zamanda hiçbir şey değişmeyecek. Orta vadede işler daha iyi görünmüyor. Devlet bankası KfW geçtiğimiz günlerde, Almanya'da vasıflı işçi tükendiği için sürekli durgun, muhtemelen kademeli olarak azalan bir refah dönemi konusunda uyarıda bulundu‘ diye yazıyordu.
* * * *
Ekonomistlerin tahminlerine bakılırsa, Almanya için güzel yılların öngörülebilir bir zamanda biteceği anlaşılıyor. Bu durum sadece, iki yıl süren koronavirüs pandemisi veya Ukrayna savaşıyla da ilgili değil. Almanya'da nüfusun yaşlanması, vasıflı iş gücünün azalması, doğal gaz, kömür ve petrole veda edilmesi, enerji fiyatlarının artması gibi farklı faktörler Alman ekonomisini olumsuz etkiliyor.
* * * *
Kiel Küresel Ekonomi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Stefan Kooths, geçen hafta DW’ye verdiği bir demeçte de, Alman ekonomisinde karşı karşıya kalınan karmaşık durumun daha kolay anlaşılması için şöyle bir örnek veriyordu; ‘Alman ekonomisinin büyüme öngörüleri, çekici güç görevi gören hayvan sayısı azalan, bununla birlikte daha az konsantre yem gereken, ancak daha fazla yolcunun binmek istediği bir faytonun ilerleme temposuna benzetilebilir. İçinde bulunduğumuz durumda tekerlekleri yağlamak ve fazla yükten kurtulmak önemli.‘ ‘yüksek giderler azaltılarak ya da kalifiye işgücü göçü sağlanarak durum olumlu bir gelişmeye çevrilebilir‘ diye ekliyordu.
* * * *
Politikacıların Alman ekonomisinin sıfır karbon hale getirilmesinin ekonomik büyümeye katkı sunacağı vaatleri de ekonomistlerle doğrulanmıyor. Ekonomistlere göre sanayideki dönüşüm üretim kapasitelerinin sadece yerlerini değiştirecek, ek bir katkı getirmeyecek. Kiel Küresel Ekonomi Enstitüsü'nden Prof. Dr. Stefan Kooths, ‘İklim koruma ile büyüme yaşanacak iddiası hayal ürünü‘ diyor.
* * * *
Alman ekonomisindeki bu gelişme Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Çünkü Almanya Türkiye’nin açık ara en önemli ekonomi ortağı. Türkiye'nin 1 milyar dolardan fazla ihracat yaptığı ülke sayısı 44. En yüksek ihracat yapılan ülkelerin başında 17,34 milyar dolarla Almanya geliyor. Rusya’dan sonra en çok mal alınan ülke de yine Almanya. Türkiye ve Almanya arasındaki yakın ekonomik ilişkiler iki ülke arasındaki ilişkilerin de temelini oluşturuyor. Bu yüzden Almanya'daki gelişmeleri dikkatli bir şekilde takip etmekte yarar var.
