BU BİLDİRİ BİR FETÖ KUMPASI OLMASIN
Aklımızda deli sorular. Bildiri neden şimdi?
İmzacılardan bazıları bizim yazdığımız “BİLDİRİ” değil bilgi notuydu diyorlar. 104 isim dışında arkasında olanlar kimler?
Neden Kanal İstanbul özellikle vurgulandı?
Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye mücadele ederken denizcilerden gelen bildiri neden?
Genç subaylardan emekli subaylar rahatsız süreci ne demek? Bildiri kime karşı neden yayınlandı?
Bugün Karadeniz ve adalar denizinden Akdeniz’e kadar bir Mavi Vatan mücadelesi varken denizcilerden amirallerden açıklama gelmesi zamanlaması açısından dikkat çekici.
Gece yarısı internet üzerinden duyurulması… Metni nerede yazdı, katipliğini kim yaptı.. Sekretaryası kim… Bu emekliler WhatsApp gurubunun sözcüsü, elebaşı kim… Metin için çalışmalar nerede yapıldı?… Bir ekip çalışması mı?..
Yöntem yanlış. Kamuoyunda genel kanı bu. Herkes fikrini serbestçe ifade edebilir ama bir bildiri
yayımlar altına da 104 Emekli Amiral derseniz bu farklı yerlere gider. Darbe iması olarak algılanır.
Biz fikrimizi zaten her yerde anlatabiliyoruz. Böyle bir bildiri neye hizmet eder?
Esasen darbe vs iması gibi amaç bu saatten sonra bu ülkede olamaz. Millet ve devlet izin vermez buna. Ama bu yöntem ve üslup elbette o yöne çekiliyor.
Metnin edebi kısmı da bozuk. Anlam ve cümle düşüklükleri var. Bu acele bir şekilde yazıldığını gösteriyor. Ancak mesela Montrö konusu merkezine getirilmiş.
Montrö Sözleşmesi ile Kanal İstanbul konusunun bağdaştırılması ve Montrö ortadan kalkarsa Boğazlarda Türk egemenliği kalmaz gibi bir ima yanlıştır... Kanal İstanbul’a ekoloji, çevre, maliyet etkenlik vs nedenleri ile belki karşı çıkılabilir ama Montrö ile değil.. Düşmanlarımıza koz veriliyor
Metinde vatanseverlik varsa eğer neden Dedeağaç’tan Girit’e Rum kesimine kadar Yunanistan’ın silahlandırılırken mavi vatana saldırıldığına atıfta bulunulmadı…
Tüm bu gazeteci sorgulamaların burnuma okyanus ötesi bir FETÖ kokusu geliyor. Adalet terazisi gerçekleri ortaya çıkarmalıdır.
