TUNUS CUMHURBAŞKANI SAİD HANGİSİ!
Libya’dan istediklerini alamayınca Tunus’a üşüştüler.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Tunus resmi televizyonundan yaptığı açıklama ile bir anda dünya gündemine geldi. Nahda Hareketi karşıtı protestoları bahane ederek Başbakan Hişam El-Meşiş i'yi görevden aldı, meclisin yetkilerini dondurdu. Bir ay süreyle sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Ordu komutanlarını yanına alarak televizyondan darbe bildirisini okuyan Cumhurbaşkanı Kays Said, olası karşı gösteri ve silahlı eylemlere karşı "gücümüzü gösteririz" diyerek halkını da tehdit etti.
Said, bununla da yetinmeyip “Silaha sığınmaya çalışanları uyarıyorum. Bir tek kurşun sıkan olursa asker ve emniyet güçlerimizin kurşun yağmuruyla karşılaşacaktır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Said'e açıktan destek veren isim ise Mısır-BAE lobisinin sözcüsü Özgür Anayasa Partisi'nin lideri AbirMusa oldu.
Arap Baharı’nın başladığı ülke olan Tunus’ta, o günden bugüne siyasi krizler yaşanıyor.
Meclis'te en büyük parti konumunda bulunan Nahda Hareketi, bu kararı darbe olarak nitelendirirken Tunuslular, Türkiye'nin 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimine nasıl karşı geldiklerinin videosunu paylaştılar.
Gannuşi, darbenin ve Nahda binalarının hedef alınmasının arkasında BAE medyasının olduğunu vurguladı. "Darbe olduğunda sokağa çıkılması gerektiğini öğrendik. Türkiye'den aldığımız ders bu. Haberi duyar duymaz dışarı çıktık, önce parti genel merkezine sonra da Meclis binasına gittik ama kapılar yüzümüze kapandı" dedi.
El Nahda Hareketi her yolu deneyerek diyalog çağrısı da yaptı.
Bazı gerekçeler ve açıklamalarda yaşananların arkasında BAE ve Fransa olduğu söyleniyor.
BAE Veliaht Prensi bin Zayed'in danışmanlarından olan DhahiKhalfan'ın olaydan 3 gün önce attığı "İyi haber, yeni bir darbe geliyor" demesi ve Tunus hükümetinin Fransızları reddettikten sonra Türkiye ile savunma sanayii anlaşması yapmasının Paris'te büyük tepkiyle karşılanması örnek gösteriliyor.
Tüm bunların yanı sıra Cumhurbaşkanı Kays Said'i n daha önce yaptığı açıklamalar zihnime ilginç bir soru getirdi. Şimdi onlara birlikte bakalım.
-"Libya meselesini tüm yönleriyle masaya yatırdık. Ancak, Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat zaptı, iki ülke arasındaki sınırları belirliyor. Bu iki ülke arasındaki bir mesele. Tunus'u kapsamıyor. Bazı ülkelerin bu konuya ilişkin çekinceleri olabilir. Ancak dediğim gibi bu bizim Türkiye veya Libya ile meselemiz değil."
- Macron ile görüşmesine ceketinin yakasına sabitlediği Filistin bayrağı ile gitti.
-“Fransa'nın sömürge döneminde işlediği suçlara ilişkin, "Tunuslular, bağımsızlığın bedelini ağır ödedi. Özür onların hakkı. Özrün nasıl formüle edildiği de önemli"
“Fransa'nın ülkemize ekonomisine destek sağlamak için 350 milyon euro borç vermesinden memnuniyet duyduk”
-Tunus'ta Yahudilerle bir sorunlarının olmadığını ve vatandaş olarak aynı haklara sahip olduklarını belirterek "Ancak ben Filistin halkını yok etmek isteyen Siyonistlerden bahsediyorum."
“Filistin halkının toprakları üzerindeki haklarına ilişkin "Filistin'in hakkını inkar etmek büyük ihanettir."
-"İsrail ile normalleşme sözcüğünden nefret ediyorum.”
-"Binaların çöktüğü, çocukların enkaz altında kaldığı, durmadan devam eden bu katliama ve zulme karşı insanlığın bir dur deme vakti geldi."
Şimdi soru şu;
Kendi halkını kurşun yağmuruna tutmakla tehdit eden Said mi gerçek olan yoksa İsrail karşısında Filistin’i destekleyen mi?
