SİMİT MESELESİ
Ne var şimdi bu tarifte diyebilirsiniz. Oldukça pratik ve doyurucu olabilir üstelik. Sosyal medya geçen hafta bu tarifle çalkalandı. Yanlış ifade ettim. Bu tarifin ücreti ile çalkalandı demek daha doğru olur. Kaşar peynirli yumurtalı pastırma parçalı bu kahvaltılık simit yaklaşık beş yüz liraymış da efendim öyle şey olur muymuş. Olur efendim niye olmasın. Siz kahvaltı olarak menüden bu tarifi talep ettikten sonra olur. Sanki fiyatı yüksek tek ürün buymuş gibi! Dondurmanın bir topu çoğu yerde elli liranın üzerinde. Yaz sıcağında çoluk çocuk bakıp geçiyor dondurma tezgahlarına çoğu kez. O halde her şeyi evde hazırlamalı. Beslenme çantası düşünün. İçine dışarda yenebilecek ne varsa tedarik edip yedek su içecek vs. öyle yola koyulmalı artık. O da halen satın alma gücü olanlar için mümkün tabii. Asgari geçim sınırının altında yaşayanlar simidi kaşar peynirsiz yemeye çoktan alıştı zaten. Simit bir sokak lezzetiydi eskiden. Beş on adet satın alır ofiste arkadaşlara ikram ederdik filan gibi hatıralarınız varsa kendinize saklayın lütfen.
Doğrusu şu ki fiyatı öyle ya da böyle alıcısı olduktan sonra gerisi çenemizi yormak olur. Ancak merak ettiğim şu. Her şey ufak ufak zamlanırken sesi çıkmayan bir kısım insanımızın bazen böyle simit fiyatına hatta yaz aylarında yazlık bölgelerdeki lahmacunun fiyatına içerlemesine şaşıyorum doğrusu. Seni yemek yemediğin restoranın fiyatı rahatsız edene dek evine giren sebzenin meyvenin fiyatı ilgilendirsin güzel kardeşim. Simide takılma gel şöyle manzaranın tadına bak. Hangi manzaranın mı? Ağaca bakmaktan ötürü göremediğin ormanın manzarasına. Bir de manzaraya karşı bir bardak soğuk su. Oh bir ferahlık gelmedi mi?
Ben o fiyata simit satan yaratıcı esnafın yanındayım kimse kusura bakmasın. Ne demişler alan razı veren razı.
