Yaşadığımız coğrafyanın getirdikleri
Amerika Birleşik Devletleri bir başkan seçti dünyanın ayarı bozuldu. Her gün yeni bir gündemle kalkıyoruz yataktan. Bazen Kanada’yı almaya kalkıyor, bazen gümrük vergilerini ileri sürüyor, Devlet Başkanlarını Beyaz Saray’dan kovuyor yetmez gibi bazen de yıkıp döktükleri binlerce canın öldüğü yerlerde tatil köyleri kurup eğlenmeyi para kazanmayı düşünüyorlar. Son olarak da ABD Temsilciler Meclisi’nde Türkiye için bir yasa teklifi verilmiş.
Ülkemiz Avrupa değil Orta Doğu ülkesi sayılsın denilmiş. Gerçekten inanması zor. Dünyanın tüm işi bitti de ABD Temsilciler Meclisi’ne, Türkiye’nin Avrupa yerine resmi olarak Orta Doğu ülkesi olarak tanımlanmasını öngören bir yasa tasarısı mı akıllarına geldi. Türkiye'nin "Rusya, Çin ve İran ile artan bağları, Hamas'a verdiği destek ve Yunanistan ile Kıbrıs'a yönelik tutumları" yasa tasarısına gerekçe gösterildi. Aslında bizim şu günlerde dikkat etmemiz gereken en büyük yer Kıbrıs. Rum kesimi Demir Kubbe sistemini faaliyete geçirdi. Yeni bir savaş kıvılcımı için eller ovuşturuluyor. Zaten İsrail bu konuda AB ve Yunanistan ile Kuzey Kıbrıs’ın ele geçirilmesini saklamadan konuşuyor.
Kuzeyde de arsa evler alınıp güç elde etmeye çalışıyor. Yasa tasarısını da zaten, Kongre’ye bağlı Helen İsrail İttifakı’nın öncülüğündekiler meclise sunuldu. Bence Orta Doğu'da pazar kızışıyor. Gücümüz birçok ülkeyi korkutuyor. Bu nedenle, tasarıyı destekleyen Temsilciler Meclisi üyeleri Demokrat Brad Schneider ve Cumhuriyetçi Gus Bilirakis’in Ankara’ya bir mesaj göndermek istedikleri iddia edildi. Yapılan açıklamada ayrıca, ‘ABD, Türkiye’nin Orta Doğu’ya yöneldiğini kabul ediyor ve Türkiye’nin artık Batı ile ilişkilerine öncelik vermediği söyleniyor. Ama şu yaşadığımız günlerde Dış İşlerimiz Avrupa ile iyi ilişkilerini koruyor ve de daha da ileri gidiyor.
Mesela İtalya, Mesela Fransa ve İngiltere. Bu konuda hem savunma sanayi hem de ortak ticaret konuları değerlendiriliyor. Yani Türkiye Orta Doğu olsun deseniz de Avrupa bırakmaz. “Türkiye’nin, Batı’nın güvenlik çıkarlarıyla temelden çeliştiği, Türkiye’nin giderek artan Batı karşıtı duruş sergilediği, Avrupa hedeflerinden uzaklaştığı ve NATO müttefiklerine yönelik düşmanca tutumunu sürdürüyor” diyen Meclis üyeleri, bu statü değişikliğinin Türkiye’yi İran, Suriye ve Libya ile aynı kategoriye yerleştireceğinin altını çizdi. Her zaman barışı ve refahı savunan Türkiye Cumhuriyeti bu tip oyunlara gelmeyecektir. Aslında Akdeniz’de gücünü koruyan bir ülkenin evlatları olarak Afrika ve Asya’daki birliğimizi de stratejik ve politik olarak çözersek, karşılarına yeni bir güç çıkacağından korkan ülkeler şimdiden bizi yok etmeye çalışıyor. Düşünsenize bir tarafta Rusya, diğer tarafta Suriye, Irak, İsrail ve ABD yetmezmiş gibi pompalanan bir İran, Kıbrıs adası ve Yunanistan bizi daha dikkatli ve dinç hale getiriyor.
Türkiye'nin 2025 yılında dünya üzerindeki stratejik önemi, coğrafi konumu, ekonomik potansiyeli ve bölgesel dinamiklerdeki rolü göz ardı edilemez. 2025 yılında, küresel güç dengelerinin değişimi ve bölgesel çatışmaların artmasıyla birlikte Türkiye'nin stratejik öneminin daha da artması, Türkiye'nin, enerji güvenliği, terörle mücadele, göç yönetimi ve ekonomik iş birliği gibi konularda uluslararası arenada daha aktif bir rol oynaması öngörülmektedir. Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme ile birlikte Türkiye'nin bu alanlardaki yatırımları ve inovasyon kapasitesi, stratejik önemini artıracaktır. Bu nedenle ister Orta Doğu ülkesi yapmaya kalksınlar ister Avrupa, karşılarında daima her güçlüğe hazır bir Türkiye bulacaklar.
