Ali Koç gitmeli mi kalmalı mı?
Fenerbahçe'nin son 7 yılına damgasını vuran bir isim: Ali Koç.. Üç dönemdir başkanlık koltuğunda oturuyor..
Gelişi, camiada büyük bir umut dalgası yaratmıştı.. "Yeni bir vizyon", "modern yönetim anlayışı", "Avrupa standartlarında bir kulüp".. Hepsi kulağa hoş gelen ama yıllar içinde içi bir türlü dolmayan kavramlar olarak kaldı..
Bugün geriye dönüp baktığımızda, Fenerbahçe futbol takımı için bu 7 yılın bilançosu ne yazık ki fazlasıyla iç karartıcı.. Sayısız teknik direktör, yüzlerce oyuncu transferi, defalarca yenilenen kadrolar ve büyük ekonomik yatırımlar..
Peki sonuç?.. Sadece bir resmi kupa.. O da basketbol değil, voleybol değil, futbol.. Sadece bir tane.. Üstelik bir başka kupadan –Türkiye Kupası– da bir inat uğruna U19 takımıyla çıkılarak kendi ellerimizle feragat edildi.. Bu karar, tarihe yalnızca başarısızlık değil, trajikomik bir başlık olarak geçti..
Derbiler, kırılma anları ve kaybedilen psikolojik üstünlük..
Ali Koç döneminin bir başka acı gerçeği de derbilerdeki dramatik düşüştür.. Aziz Yıldırım döneminde rakiplere karşı psikolojik üstünlük sağlayan Fenerbahçe, son yıllarda bu avantajını tamamen kaybetmiş durumda.. Artık derbilerde kimin kazanacağını az çok tahmin edebiliyoruz.. Ve bu cümle Fenerbahçelinin içini acıtıyor..
Geçtiğimiz günlerde TRT Spor’da verdiği röportajda Ali Koç, taraftarın istifa çağrılarını "demokratik hak" olarak değerlendirdi ama istifa etmeyi hiç düşünmediğini açıkça söyledi.. Sosyal medyadan etkilenmediğini, bu platformlara pek de yüz vermediğini ifade etti.. Ancak sosyal medyayı kullanmamak, onun yankılarından kaçmayı sağlamıyor.. Zira o platformlarda yazılıp çizilen tepkiler, kulüp politikalarına yıllardır yön veriyor.. Her sezon başında değişen kadrolar, gönderilen teknik direktörler, plansızlık.. Bunların hepsi bir tür reaksiyon değil mi?..
Fenerbahçe'de sabırlar tükendi mi?.
Taraftar artık tükenmiş durumda.. 11 yıllık şampiyonluk hasreti, yeni nesil Fenerbahçelilerin "şampiyonluk" kavramını sadece anlatılan hikâyelerden bilmesine neden oluyor.. Stadyumlarda artık gol sevinçleri değil, "istifa" tezahüratları yankılanıyor.. Bu, sıradan bir memnuniyetsizlik değil, köklü bir bıkkınlık..
Ancak bir yandan da şu soru zihinleri kurcalıyor: Ali Koç bırakırsa ne olacak?.. Alternatif bir vizyon, bir başkan adayı var mı?.. Ekonomik açıdan kulübü biraz olsun toparlayan, sponsorluklarla kulübe para akışı sağlayan bir başkandan söz ediyoruz.. Tüm başarısızlıklara rağmen hâlâ kulübe ciddi paralar harcamaya devam ediyor..
Ve şimdi ilk kez, teknik direktör konusunda bir istikrar mesajı veriyor.. Jose Mourinho gibi dünya futbolunun yaşayan efsanelerinden biriyle yeni sezona başlamaya hazırlanıyor.. Geçen sene adını bile anmak hayal iken, bugün Mourinho’yu Kadıköy çimlerinde görmek bir adım ötemizde.. Bu da azımsanacak bir gelişme değil..
Bir sezonluk kredi daha mı?..
Ali Koç, belki de ilk kez doğru hamleleri yapma eşiğinde.. Mourinho gibi bir ismin gelişi, onun başkanlık dönemindeki en büyük şansı olabilir.. Eğer doğru kadro kurulur, Mourinho’nun sistemine uygun transferler yapılırsa; Fenerbahçe, yıllardır aradığı o çıkışı nihayet yakalayabilir..
Bu nedenle, şahsi kanaatim, Ali Koç’un bu sezon son bir kredi daha almayı hak ettiğidir.. Evet, geçmişte yapılan sayısız hata var.. Evet, sabır kalmadı.. Ama belki de bu kez doğru yoldayız.. Ve belki de "bir sezon daha hep destek, tam destek" demek, uzun vadede kulübü ayağa kaldıracak adım olabilir..
Ama bu destek, koşulsuz olmamalı.. Bu kez başarısızlık durumunda ne bahaneler, ne hedef saptırmalar kabul edilmeyecek.. Bu, Ali Koç’un son şansı..
Sevgili Fenerbahçeliler, sizce de Ali Koç bu son şansı hak etmiyor mu?
