En temiz ev Türkmen eviydi
TRT tabii'nin yeni dizisi "Siyah Bere", aksiyon sahnelerinin yanı sıra izleyicinin kalbine de derinden dokunuyor. Bölgedeki askerlerin anlattıklarından yola çıkılarak kurgulanan dizide Türkmenlerin dramı da işleniyor. Yönetmenliğini Yağız Alp Akaydın'ın üstlendiği, senaryosunu Barış Erdoğan'ın yazdığı, CNP Film tarafından yapılan "Siyah Bere" dizisi, TRT tabii'de izleyiciyle buluştu. Görsel anlatımda ışık ve makyaj gibi bazı teknik eksiklikler gözüme çarpsa da, bölgedeki askerlerin ve yerel halkın yaşadıklarını düşündürmesiyle izlenilmesi gereken bir dizi olduğunu düşünüyorum. Oyunculuklar güzel. Elbette Saygın Soysal, Erkan Sever oyunculuklarıyla ekrana kilitliyor. Ancak Doğukan Polat'ın oyunculuğu bu dizide benim ve diğer basın mensubu arkadaşlarımın dikkatini çekti. Bakışlar, mimikler sahadaki bir askerin o atmosferdeki psikolojisini çok güzel yansıtmış, tebrik ediyorum.
Daha önce hiç tankçıları anlatan bir film izlemediğimi düşünürken Siyah Bere meğer dünyanın ilk tank dizisi olma özelliğini taşıyormuş. Dizinin basın gösteriminde Siyah Bere'nin senaristi Barış Erdoğan'la kısa bir sohbet etme imkanı buldum. Erdoğan'a bu fikrin nasıl ortaya çıktığını sordum ve şöyle anlattı: "Tankçılarla ilgili bir dizi film projesi düşünülüyordu. Tanklarla mücadele veren askerlerin yaşadıklarını anlatmak istedim ve bu öykü ortaya çıktı. Tam bir bölge ismi vermedik. Genel olarak o bölgelerde yaşayan yerel halkın dramını ve askerlerin yaşadıklarını araştırmalarım sonucunda izleyiciye aktarmaya çalıştım. Yapım aşamasında tankçılarla diyaloglarım da oldu. Sahadaki askerlere olan sorularımız ve aldığımız yanıtlar diziyi şekillendirdi. Sahadaki askerlerin anlattığı hikayelerden de aldığımız bilgilerle belli oranda gerçeklik, belli oranda kurgu kullanarak senaryoyu yazdım."
Öte yandan Siyah Bere'nin Türkmenlerin çığlıklarını duyuran güçlü mesajları da var. Olsun da... Türkmenler yüzyıllardır var olabilmek için toprakları, kimlikleri ve canları için yaşam mücadelesi veriyor. Sadece fiziksel değil kültürel olarak da saldırılara maruz kalıyor. Kerkük, Gavurbağı, Altun Kupri hatta geçmişte Ortaca'da Türkmen Alevilere karşı yapılan saldırılar... Telafer'de başlayan mezhepsel ayrışmalar da daha sonrasında çatışmaları doğurdu. Tuzhurmatu ve Kerkük gibi bölgelerde yoğun saldırıyla karşılaştılar. DEAŞ, özellikle Şii Türkmenleri hedef aldı ve birçok kişi hayatını kaybetti veya yerinden edildi. "BULA BULA TÜRKMEN EVİ Mİ BULDUNUZ?"
Suriye ve Irak’ta terör örgütleri ve rejimin Türkmenleri kimliksiz bırakılma politikasıyla evleri bombalanarak göçe zorlandılar. Ancak Türkmenler direnişi asla bırakmadı. Suriye'den akın akın Türkiye'ye sığınanlarda Türkmen sayısı çok azdı. Her şeye rağmen vatanlarını terk etmediler. Telafer, Halep, Kerkük, Bayırbucak denildiğinde Türkmenlerin gözyaşlarını hatırlarım. Film ve dizilerde bu dramın sık sık işlenerek hatırlatılması gerektiğini düşünüyorum. Siyah Bere dizisindeki diyaloglar da bunu gayet güzel anlatmış. Teröristlerin acımasızlığı, canların onlar için hiçbir değer taşımadığını vurgulamış. Dizideki bir diyalog çok hoşuma gitti. Türk askerinin sivil bölgeleri bombalamayacağını bildiklerinden teröristler kamp kurmak için bir köyü basıyor. Saygın Soysal'ın canlandırdığı "Ferzan" karakteri, çoluk çocuk, yaşlı ve kadınları bahçede gözünü kırpmadan katlediyor. Sonrasında şöyle bir diyalog yaşanıyor; Ferzan: Bula bula Türkmen evi mi buldunuz? Diğer terörist yanıt veriyor: En temiz ev Türkmen eviydi... Bu replik, Türkmen halkının kana bulanmış bir coğrafyada en zor koşullarda bile düzene, kültürel değerlerine verdikleri önemi yansıtan çok önemli bir mesaj. Kültürel değerler her daim yaşatılıyor.
ÇOCUKLAR ASKERLERİN ETRAFINI SARIYOR... Askerlerin anlattıkları doğrultusunda Barış Erdoğan, dizide bölgedeki çocuklara da değinmiş. Bir bölümünde bölgedeki çocuklar, "şeker", "çikolata" diyerek askerlerin etrafını sarıyor. Meğer askerler oradaki çocukları biraz olsun mutlu edebilmek için her gittiklerinde yanlarına şeker, çikolata alıp dağıtıyormuş... O sahnede gözlerimiz doldu. Ah be Türkmenim ne diyeyim? Hep öksüzdün hep yetim...
