Ateş Seni Çağırıyor
Bir insanın en büyük meselesi, ne dünyanın en güzel yerinde lüks bir ev, ne son model bir araba, ne de yüksek makamlara sahip olmaktır. Bir insanın en büyük meselesi kırk kişiden yalnızca iki, üç müslümanın imanla kabre gireceği rivayet edilen bu âhir zamanda o iki, üç müminin arasına girebilmektir.
Bir insanın en büyük meselesi çoğu kez aklımıza dahi gelmeyen veya “Yanar çıkarız” diye hafife aldığımız, peygamberlerin dahi dehşetinden çekindiği cehennem ateşinden kurtulmaktır. Bu öyle bir ateş ki derileri kavurup çıkaran alevli bir ateştir. Yaz sıcağının harareti cehennem ateşindendir. Numûnesi bu kadar dayanılmaz olan bir ateşin kendisi insanı ne hale getirir?
Ülkemizde bir yandan ormanlar yakılıp ciğerlerimizi yandırılırken, diğer taraftan tüm dünyada olduğu gibi imansızlık, Allah’a isyan ateşi dört bir yanı sarmış durumda. Evlâtlarımız bu imansızlık batağında ateşe doğru gidiyorlar.
Bu ateş âhirette hüsrana sebep olduğu gibi dünyamızı da âdeta cehenneme çeviriyor.Bu yangın, orman yangınlarından daha tehlikesiz bir yangın değildir Bu fitne zamanında ,süslendirilmiş zehirli bal hükmündeki haramlar, dışarıda ve hatta evlerimizde cazibedar bir şekilde “Heyte lek” diyerek insanları yoldan çıkarıyorlar. İnsanların en kıymetli varlıkları olan imanını, Allah’ı kalplerinden söküp çıkarıyorlar. Bir insan bu kadar aciz ve zayıf iken âleminden Allah’ı çıkarırsa nasıl yaşayabilir?
Neye sığınır, nereye gider? Ancak geçici zevklerle kendini uyuşturur,sarhoş eder.Vicdanındaki cehennemden daha dehşetli o yangını başka türlü söndüremez. Yaşadığımız bütün sıkıntıların sebebi Rabb’imiz den uzaklaşarak kendi yaktığımız ateşlerdir. Öyle dehşetli bir dönemdeyiz ki, imanı kalpte tutmak kor ateşi elde tutmak kadar zor.
Yaz mevsiminde ağaçların yeşil kalabilen yaprakları Allah’ın adıyla hareket ederek “Ey ateş! Serin ve selâmetli ol “âyetini lisan-ı halleriyle okudukları gibi o dehşetli cehennem ateşine ancak Kur’an tezgâhında dokunmuş iman gömleğini ruhumuza giydirerek dayanabiliriz.
O ateş öyle bir ateş ki, hiçbir özel korumalı elbise veya güneş kremi veya başka başka giysiler ona fayda etmez. Ancak iman ve takva elbisesiyle o ateşten korunabiliriz. Elbette Allah’ı, peygamberini, imanını, cennet ve cehennemi dert edinenler için bunlar geçerlidir.
Yoksa İslam’ın mukaddesatıyla istihza eden, onu istihfaf eden insanların yaptıklarını ancak ateş temizler. Siretinin ve sûretinin çirkinliğini karikatürüne yansıtmış peygamberlerle alay edenlere ne söylenebilir? Çizdikleri şeyler, işinin ehline gösterilse ruhunda bir sürü hastalık teşhis edilebilecek nasipsizlere ne söylenebilir?
Burada “Yatar çıkarız”, orada “Yanar çıkarız” mantıksızlığıyla hareket edenlere, vicdanı bozulmuş olanlara Allah’tan hidayet istemekten başka ne söyleyebiliriz? Oluk oluk cehenneme doğru bir akış var.
Cehennem “Hel min mezid “diyor. Allah’tan başka sığınılacak kapı, O’ndan başka kurtuluş yolu olmadığını artık anlamamız gerekiyor. O’ndan ayrı kalmak insan için en büyük ateştir, cehennemdir. Allah dünya ve âhiretin bütün ateşlerinden bizi ve neslimizi muhafaza buyursun. Âmin.
