ALTIN VURUŞ
Altın vuruş, son, bitirici hamle anlamına gelen bir deyim. Bu ifade eğer Uzakdoğu sporlarından birini ifade ediyorsa, bitik hale getirilmiş rakibin üzerine onu tamamen saf dışı bırakacak bitirici vuruşu ifade eder. Bu hamle sonunda rakip ya ölür ya da belini bir daha toparlayamayacak şekilde saf dışı kalır. FETÖ lideri Feto, altın vuruş ifadesini 17-25 Aralık darbe kalkışması için kullanmış. Tüm güçleriyle saldırdıkları anda elde etmeyi amaçladıkları sonuç, öldürücü darbeyi vurmakmış. Tam o dönemde oyun bu kadar açık edilmemişken altın vuruşu tamamlayamadılar. Türkiye’nin bir kısmını açıkça yanlarına almayı başarmışken, meşruiyet zeminleri tam olarak kurumamışken, bunu yapabilecekleri zemin varken olmadı. Türkiye izin vermedi. Fuat Avni’nin muhaliflerce pop yıldızı muamelesi gördüğü zamanlarda olmadı. Altın vuruş bu sefer HDP üzerinden yapılmaya çalışıldı. 7 Haziran seçimlerinde Gülenist askerlerin, polislerin ağırlıkta olduğu lojmanlardan neredeyse blok oylar çıktı HDP’ye. Amaç iktidar partisini tek başına hükumet kuramayacak duruma düşürmekti. “Birlikte iyi salladılar” da... Altın vuruşa en yakın olunan dönem buydu belki. Ama “ehlileştiremedikleri” muhalefet partilerinden biri bu oyunu bozdu. Ara dönemde o partiye düzenlenen operasyonla bir sonraki altın vuruşa hazırlık yapıldı.
15 Temmuz, FETÖ için gerçek bir altın vuruştu. Tüm hazırlıklar yapılmış ve bugüne kadar göstermedikleri katil yüzlerini dahi göstermekten çekinmez hale gelmişlerdi. Gözler kararmış ve altın vuruşu yapmak için histerik bir transa geçmişlerdi. Ellerinde avuçlarında ne varsa, 40 yıl boyunca biriktirdikleri hangi kadrolar varsa seferber ettiler. Yurtiçindeki elemanlarını yurtdışındakilerle takviye ettiler. Tank, tüfek, uçak, helikopter... Ne varsa halkın üzerine kustular. Altın vuruşu yapmak için ellerinden geleni artlarına koymadılar.
Altın vuruş gerçekleşti. Ancak başka bir şekilde. Farklı bir tanımlama ile. Rakibe vurulacak son ölümcül darbe değil, bir tuvalette fazla dozda eroini vücuda zerk ederek. Altın nesil olarak besledikleri umutları kriminal bir sonla nihayete erdi. Sabah tuvalete gelen temizlikçi, kendi vücuduna yüksek dozda eroin enjekte eden haşhaşi bir örgütün vücuduyla karşılaştı.
Geride kalan, 40 yıl boyunca söylenen yalanlar, cüzdanlarında sakladıkları bir dolarlar, evlerinden aceleyle çöpe çıkardıkları örgüt liderinin kitapları, kendilerini gizleme çabasıyla elde bayrak nöbetlere koşan sahtekar bir güruh. Yurtdışına kaçmaya çalışan alt düzey yöneticiler, başka ülkelerde vatandaşlık elde etmeye çalışan üst düzey hainler... Altın nesil olarak yola çıkan bir neslin altın vuruşuna tüm Türkiye işte böyle tanıklık etti. Tüm oyunları açığa çıktığında bile yalan söylemeye devam eden akıl yoksunu bir kitle kaldı geride.
Rakibi öldürmek için yapılan altın vuruş kendi sonları oldu. Can çekişerek yok olurken sığınabilecekleri tek liman yine sahtekarlık. Dürüstlüğü, içtenliği hiç bilmediler. Altın vuruş, çok sevdikleri, uğruna dünyalarını ve ahiretlerini feda edebileceklerini ifade ettikleri liderlerinin emriydi. Bu son emri de gözlerini bile kırpmadan yerine getirdiler.
