İŞSİZ ÜLKEMİN GENÇ İŞSİZLERİNE ARİSTO BAKIŞI

Ağustos'ta işsizlik % 11,3

Türkiye İstatistik Kurumu ağustos ayı işsizlik verisini açıkladı. Tam 3 milyon 493 bin işsiz dile kolay.

Hatırlarsanız bu yılın ocak ayında %11.1 oranıyla görmüştük çift haneyi. Şubat ayında 10.9 ile gelen bu veriyi yılın sonuna dek göreceğiz kanısındayım.

Ülkemin en büyük sorunlarından biri ise genç işsizlik

Genç nüfusta (15-24) ) işsizlik oranı 1,6 puanlık artış ile % 19,9 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,2 puanlık artış ile %11,5 oldu. Güzel ülkemin gençleri, her 5 gençten birisi işsiz mutlaka kendi kendilerine soruyorlardır. “Ben okulumu bitirdim gerekli donanıma da sahibim ama iş bulamıyorum “ psikolojisi ülkemizde” iş yok” algısı olarak daha büyük sıkıntılara neden olacaktır.

Genç işsizlik aslında küresel olarak; hem gelişmiş ülkelerde, hem de gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir sorun.

Özellikle gençlerin sosyal kimliğini şekillendirip yaşamlarını etkileyen, hatta kendilerine olan saygıyı sorgulatan bir konu.

Hele ki yeni mezun olmuşsanız vay halinize… Çünkü işveren öncelikle hata yapma olasılıkları çok yüksek olduğundan, iş tecrübesi arar. Antik çağ felsefecisi, Batı felsefesini anlatan Aristoteles’in, genç işsizlik için değerlendirmesi nerdeyse günümüz düşüncesi benzerliği gözden kaçmıyor. Bakın nasıl değerlendirmiş Aristo; “gençler çok tutkulu ve bir çok istekleri olur öfkeli ve huysuzlardır en ufak engele katlanamazlar onlar için onur ve başarı paradan daha çok değerlidir.” der ve ayrıca şöyle devam eder; “Eli açık ve iyilik severlerdir. Çünkü kötülükleri tanımamışlardır. Çabuk güvenir, çabuk bağlanırlar. Çünkü aldatılmamışlardır. Yüksek amaç ve idealleri vardır. Çünkü daha yaşamın sillesini yememişler, koşulların sınırlayıcı etkisini öğrenmemişlerdir.”.

Birleşmiş Milletler ve OECD’ye göre işsizlik, çalışma yeteneğinin bulunmasına ve sürekli iş aramasına rağmen iş bulamayan bireylerin durumu olarak tanımlanır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ölçütlerine göre ise; hem ücretli hem de kendi hesabına işi olmayan ya da halen ücretli veya kendi adına çalış-maya hazır olan veya faal olarak iş arayan herkes işsizdir.

(*emek ve toplum)

Genel olarak; gençliğin demografik tanımı kültürel, geleneksel ve siyasal faktörlere bağlı olarak ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir.

Avrupa’dan daha fazla genç nüfusa sahibiz, Coğrafi olarak verimli topraklarımız ve hızla sanayileşme eğilimlerimiz kısaca “aş var, iş var” ama işsizlik atmakta.

Ey… Genç işsizler heveslerinizi, umutlarınızı ve planlarınızı kaybetmemeniz dileğiyle…