BORÇLU OLDUKLARIMIZ ÜSKÜDARLI FETHİ VE ELAZIĞLI FETHİ
Borçlu Olduklarımız, Aziz Nesin’in bir kitabının adı. Ondan alıştığımız şekliyle bir mizah kitabı değil. Aksine çok ciddi bir kitap ama çocuklara yönelik hazırlanmış bir kitap. Aziz Nesin, geçmişteki kahramanlara borçlu olduğumuzu, bu borcu da gelecek kuşaklara ödememiz gerektiğini aktarmış kitabın girişinde. Tarih anlatımının kıyısındaki bir hikayeden bir kitap-anıt ortaya koymuş.
Herkes Hasan Tahsin’i ve ilk kurşunu bilir. Ancak İzmir’in işgali sırasında onurunu koruyarak Efsun askerlerinin süngüleriyle can veren Albay Süleyman Fethi’yi bilmez. Üsküdarlı Fethi olarak bilinen Süleyman Fethi Efendi, Cihan Harbi’nde yaralanmış Almanya’da tedavi gördükten sonra İzmir Askerlik Şubesi Başkanlığına atanmış. Zor zamanlar... Yunanlılar İzmir’e asker çıkardı çıkaracak. İzmir Rumları sevinç içinde ve Türklere şehri dar ediyorlar. “Zito Venizelos” diyerek bağırıyorlar ve bağırtmaya çalışıyorlar. Albay Süleyman Fethi Yunanlılar İzmir’e asker çıkardığında azgın kalabalığın aşağılamaları karşısında onurunu muhafaza ediyor ve hayatı pahasına üniformasına sadık kalıyor. Yaralanıyor ve daha sonra bir dostunun kaldırdığı İtalyan Hastanesi’nde hayata gözlerini yumuyor. Evet o günlerde İzmir işgal ediliyor edilmesine ama daha sonrasında, şu anda vatan toprağı olarak kalmaya devam ediyor.
Üsküdarlı Süleyman Fethi direnişin, vatan için kendini feda etmenin sembollerinden biri olarak borçlu kaldığımız yiğit bir insan olarak tarihin sayfalarında yerini alıyor. Tıpkı ilk hava şehidimiz adaşı Fethi Bey gibi.
Aradan yaklaşık yüz yıl geçtikten sonra başka bir Fethi görev yapıyor İzmir’de. Üsküdarlı değil bu defa Elazığlı... Albay da değil trafik polisi. İzmir adliyesini kana bulamak isteyen teröristlerle çatışmaya giriyor. Büyük bir faciayı önlüyor. Hayatı pahasına şehrini milletini koruyor.
Bunlar önemli notlar. İzmir dendiğinde saygısız imalarda bulunanlar, oranın şanlı bir vatan toprağı olduğunu ve canı pahasına vatanına sahip çıktığını asla unutmamalı. İsimlerini bildiklerimiz gibi isimlerini bilmediğimiz nice kahramanlar var. Bu topraklar için toprağa düşenler, gelecek günler için kendini feda edenler hep oldu ve olmaya devam edecek.
Aziz Nesin’in borçlu olduklarımıza borcunu bir nebze olsun ödemek için yazdığı kitabı çocuklarımıza okumak hepimizin görevi olmalı. Şöyle derler: Şehitler vuruldukları zaman değil unutuldukları zaman ölürler. Doğrudur. İsmini binalara yazmak, vermek yerine isimlerini gelecek kuşaklarla buluşturmak görevimiz olmalı.
Üsküdarlı Fethi Bey’in çocuğu yoktu. Elazığlı Fethi Bey ise geride yetimler bıraktı. Ailesi uygun gördüğü takdirde yüz yıl sonra gelen bu yiğit insan adaşı Fethi Bey gibi İzmir’deki mevlevihanenin mezarlığına gömülmeli ve üniforması da Üsküdarlı Fethi’nin süngülenmiş üniformasının yanına konulmalı. Tarih kolay yazılmıyor. Düşman bizden kendi vatanımızı aşağılamamızı istiyordu ve bugün de istiyor. Bunu yapmayı reddedenlere o zaman süngü sağlanıyordu şimdi terörle tehdit ediyorlar. Hayat denizinde yol alırken kim olduğumuzu ve nasıl davranacağımızı hatırlamak için de iki kahraman bize bir deniz feneri oluyor. Mekanınız cennet, kabriniz gül bahçesi olsun Üsküdar ve Elazığ’ın yiğit Fethileri...
