METROBÜSÜN BAŞI AĞRIYOR!
2007 yılında ilk deneme hizmetiyle ne olur, ne olacak konusunda kafalarda soru işaretleri bırakan metrobüs, kısa sürede İstanbul’da toplu taşımaya çok önemli hizmet vereceğini gösterdi. Bugün; Avrupa yakasındaki Beylikdüzü ile Anadolu yakasındaki Kadıköy Söğütlüçeşme arasında 24 saat toplu taşıma hizmeti veren metrobüs verdiği hizmetin yanı sıra kafalarda bazı soru işaretlerine yanıt arıyor..
Önemli sorunlardan biri; son zamanlarda ortaya çıkan metrobüs kazalarının oluşumu ve gidiş güzergahı üzerindeki kazaların artması ve bunun toplumu rahatsız etmesidir. Yıllardır söylenen; Anadolu yakasından Avrupa yakasına kadar E5 otoyolu süresince hemen hemen tümüne yakını asfalt seviyesinde demir bariyerlerle oluşturulan metrobüs tercihli yolunun son zamanlarda yaşanan bazı kazalar nedeniyle geleceğe yönelik olarak pek güven vermediği.
Bu yolu ayıran demir bariyerler pek güvenli değil.. Giderek artan sefer sayısı ve oldukça yüksek devirli modern araçların kullanıldığı metrobüsler, demir bariyerle ayrılan bu yollardaki trafiği kaldıracak durumda değil ve her an kaza veya kazalara neden olacak yapıda.
Dünkü yazımızda belirttiğimiz gibi, metrobüsü kullanan, başta; İngiltere ve İrlanda olmak üzere bazı ülkelerde metrobüs yolları demir bariyerlerle ayrılmak yerine beton bariyerlerle belirlenmiştir. Beton bariyerler; bu tür yollarda çok daha güvenli bir ortam yarattığı gibi, oluşabilecek kazaları önlemek açısından da daha güven verici bir uygulamadır.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan metrobüs kazası çelik bariyerlerin ne kadar yetersiz kaldığını göstermiştir.. Bu tür kazaların yüksek oranlarda olduğu yerlerde özellikle beton bariyerlerin olması hem can güvenliği hem mal güvenliği için bir zorunlu uygulama haline dönüşmüştür.
İngiltere ve İrlanda'da zorunlu olarak, Avrupa ülkelerinde ise yasal zorunluluk olmamasına rağmen uzun yıllardır orta refüjlerde kullanılan beton bariyerler olası kaza durumlarında kaza yapan aracın yoldan çıkmasını engelleyerek daha büyük kazaların yaşanmasına; can kayıplarının ve maddi hasarların en aza indirgenmesine yardımcı olduğu bilinen bir gerçek gibi önümüzde durmasına rağmen, bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hala demir bariyerler uygulamasında ısrar etmesini anlamak mümkün değil..
Özellikle metrobüs yolu etrafında yer alan oto yolda yol alan araçların karıştığı kazalarda, karşı şeride geçmeye bağlı olarak can kayıplarında ve maddi hasarlarda artış olduğunu görebiliyoruz. Bu tür kazalarda çarpan aracın bariyer tarafından tutulabilmesi, bariyerin yanal deformasyonu, çarpan aracın stabilitesi, çarpışmadan sonra aracın hareket doğrultusu ve yolculara gelen darbe etkileri önlenme veya en aza indirilmesi açısından beton bariyerler olumlu sonuçlar vermektedir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre beton bariyerler psikolojik olarak sürücülerin daha dikkatli araç sürmesini sağlamaktadır.
Metrobüsler ve toplu taşıma yapan otobüslerin bir başka sorunu ise; bu tür araçları kullanan sürücülerin; gerek teknik, gerek sürücü deneyimi ve gerekse yolcu ile iletişimi açısından yeterli eğitimden geçirilmemiş elemanlarca kullanılıyor olmasıdır. Bu sürücüler toplu taşıma araçlarını şehir içinde çok süratli ve de kontrolsüz kullanıyor. Bu tür sürücülerin araçlarda neden olduğu olayları ve kontrolsüz kullanımdan dolayın yol açtığı kazaları görmezden gelmek hatadır. Hızlı ve kontrolsüz kullanımlar, ayaktaki yolcuların otobüsler, metrobüsler içinde yerlere düştükleri ve çok zor anlar yaşadıklarına bir çok kez şahit oldum. Kontrolsüz kullanılan bu toplu taşıma araçlarında ayakta durmak oldukça zor.
Eskiden toplu taşıma araçları; kontrol için, araçlara binen görevlilerce, sık sık denetlenirdi. Ama, yıllardır bu uygulamaya hiç rastlamadım.
Toplu taşımada sağladığı kolaylıklar nedeniyle çok yararlı bir görev üstlenen otobüsler ve metrobüsler, biriken bu sorunları nedeniyle başı ağrısı çekiyor ve ivedilikle çözüm bekliyor.
