ATIKLARLA KURTULAN CANLAR
Bizler çok büyük bir tüketim toplumuyuz. Genelde ihtiyacımızdan fazlasına sahip olmak istiyoruz. Bu da bizlerin bilinçsiz tüketim alışkanlıkları edinmemize neden oluyor. Üstelik öyle tüketiyoruz ki geride telafisi güç artık ve atıklar bırakıyoruz. Üstelik bu artık ve atıklar hiç bir işe yaramayıp dünyamıza ufacık bir hizmeti bile olamıyor. Halbuki bunları tekrar üretim bandına geri gönderip yeni yeni ürünler olmalarını sağlayıp bir o kadar da fayda üretmelerini sağlasak ne güzel olurdu diye hep düşünmüşümdür. İyi ki de düşünmüşüm. Karşıma bir tasarımcı, bir köpek ve bir marka çıkageldi! İskender Uprak, Efe ve Solo Uno’nun hikayesini konu ediyorum bu hafta.
Solo Uno tamamıyla artık ve atık malzemelerle üretilen ve gelirinin bir kısmını barınak ve sokak hayvanları için harcadığı bir tasarım markasıdır. Malzemelerin doğasına göre zaman zaman giysi, zaman zaman takı, zaman zaman çantalar yapan Solo Uno bu sefer karşımıza tamamen özgün ve yepyeni bir anlayışla üretilen dekoratif ev tekstili ürünleri ile karşımıza çıkıyor. İpek, keten ve pamuk gibi elyafların kullanıldığı çok özel döşemelik ve perdelik kumaşlar, dekoratif yastıklara, ev aksesuarlarına ve bebek odası takımlarına dönüşüyor.
Peki bu Solo Uno’nun yaratıcısı kimmiş tanıyalım. Yıllardır ihracatçı firmalar ile beraber Zara, Mango, H&M, Max Mara, Kenzo ve Armani gibi dünya markalarına koleksiyon hazırlayan gizli kalmış Türk kahramanımız İskender Uprak şimdi yeni kurduğu ve aslında bir sosyal sorumluluk projesi olan Solo Uno markasının yaratıcısıdır. Uzun yıllar İstanbul ve Barcelona hattında yaşamış tasarımcı İskender Uprak markasının ismini de İspanyolcada “sadece bir tane” anlamına gelen Solo Uno olarak belirlemiş. Çünkü Solo Uno ürünleri birer tane üretiliyor. Bir ikincisi yok. Aldığınız bir ürünün aynısını bir başka kimsede görmeniz imkansız. Üstelik ürünlerinin çoğunu kendisi üretiyor. Bu yüzden Solo Uno bir haute couture tasarım markasıdır.
Tasarımcı İskender Uprak gerçek bir hayvan sever aslında. Bu markanın çıkış noktası da 4 yaşındaki bir Yorkshire Terrier cinsi köpeği yani oğlu Efe’yi sahiplenmesiyle başlamış. Hatta kendisini bir an için köpeği Efe’nin yerine koyup onun hislerine tercüman olmak için Efe’nin sizlere bir mektubunu yazmış. Aynen şu şekilde. Efe diyor ki!
“Ben Efe. 4 yaşında bir Yorkshire Terriye cinsi köpeğim. Babam ile beraber güzel bir evde yaşıyor, istediğim zaman bahçemizde gezebiliyor, en sağlıklı mamaları yiyor ve veterinerlerde aşılarım eksiksiz yapılıyor yani sağlığıma çok dikkat ediyorlar. Bu sebeple tüylerim pırıl pırıl, gözlerim yaşama sevinci ile dolu ve mutlu bir hayatım var. Sevildiğimi biliyor ve güven içinde hissediyorum. Ancak ne yazık ki sokaklarda ve barınaklarda benim kadar şanslı olmayan yüzlerce arkadaşım var. Bırakın veteriner bakımı ve sağlıklı yemeyi çoğu zaman içmek için temiz suları bile yok. Maruz kaldıkları şartlar ve kötü muameleler, vs hakkında konuşmaya bile içim el vermiyor. Bu sebeple sevgili babam ve markası Solo Uno’dan rica ettim, özellikle bu soğuk havalarda arkadaşlarıma yardım edebilmek adına tamamen artık ve atık tekstil malzemelerinden ürünler tasarlayarak sizlerin beğenilerinize sunuyoruz.
Sizler bu ürünleri satın alarak barınak ve sokaktaki arkadaşlarıma yardım edebilirsiniz. Böylece hep birlikte onlara daha sağlıklı ve güvenli bir ortam sunabiliriz.
Şimdiden hepinize çok teşekkürler. Çok konuştum, gidip biraz da babama yardım edeyim.
Son olarak sizleri The Marmara Otel’de gerçekleşecek Yılbaşı Alışveriş Şöleni’nde babamla benim Solo Uno standımıza bekliyorum.
Görüşmek üzere havca kalın!”
Efe
The Yorkshire Terrier
