SW PAZARI NEDEN BÜYÜMÜYOR
Büyük satış rakamlarının yakalandığı, markaların hem esnafa, hem de normal tüketiciye çok rahat ulaştığı modellerdi bunlar. Hala Anadolu’da bu araçlara trafikte rastlamak mümkün. Konfor ve sürüş dinamikleri açısından hiç de olumlu sözler söyleyemeyeceğimiz bu araçlar bir dönem Türkiye’nin en sevilen, tercih edilen araçlarından olmuştu. Esnaf, bagaj genişliği ve büyük iç hacmi için bu araçları tercih ediyordu. Hafta içi kendi işinde kullandığı aracı hafta sonu da aile gezmeleri için kullanıyordu. İşte bu mantık o dönemde bu araçlarla gelişti. Sonra yıllar geçti ve Türk halkının önce Doblo, daha sonra da aynı/benzer özelliklere sahip Hafif Ticari araçlar girdi görüş alanına. Bir an da Toros ve Kartal tarzı araçlar da tüm esprisini yitirdi. Hafif Ticari araçlar da hafta içi esnafa hafta sonunda da aileye hizmet vermesi açısından ihtiyacı fazlasıyla karşılıyordu.
Yüksek sürüş, konfor ve satın alım kolaylığı bu tarz araçları ön plana çıkardı. Ve böylece Türkiye’deki SW pazarının da sonu oldu. Daha sonraki yıllarda da SUV pazarının egemenliği ile SW pazarına kimse önem vermemeye başladı. Aslında ben hala Türkiye’nin aslında SW ülkesi olduğuna inanıyorum. Tamam Avrupalı gibi kayak malzemelerimizi koyup kayağa, sörf ekipmanımızı koyup sörfe gitmiyoruz belki ama; çocuklu aile sayısı, piknik merakı, eşya taşıma alışkanlıklarımızla SW tam da bize göre bir segment… Hemen hemen her bu tür araçların lansmanında konuştuğum genel müdürler de aynı fikirdeler. Ancak “Pazar çok küçük o nedenle çok araç getirmeyeceğiz” diyorlar. Az araç geldiği ve sattığı için de pazar büyümüyor. Tam bir “tavuk&yumurta” çıkmazı. Geçen yıl 10 bin 370 adet araç satılmış… Ama inanın bu kadar getirilmiştir zaten… Ben bunu denemeyi cesaret edecek bir genel müdürün SW satışlarıyla; sedan pazarından da, SUV pazarından da pay alacağına ve SW pazarını büyüyeceğine yürekten inanıyorum. Türkiye’de şu dönemde satılan tüm SW’lar bence çok güzel ve işlevseller…
