AZİZ YILDIRIM OLMAK
Yıldırım'ı hiç tanımadım. Oturup sohbet etmedim. Belki de bu yüzden en doğru tahlili ben yapacağım. Çünkü yakın çevresinde olup, onu iyi tanıyanların nasıl yanıldıkları ortaya çıktı. Bu insanlar sadece kendileri yanılsa iyi, onu da yanılttılar.
Yıldırım, en temelinde bence taraftarların Fenerbahçe sevgisi ile kendisine yönelik sevgiyi karıştırdı. Zannetti ki böylesi köklü bir kuruma karşı oluşan hassasiyet kendisi için duyuluyor.
Yıldırım'a sorsanız Fenerbahçe ve kendi isminin ayrılmaz bir bütün olduğunu söyleyecekti muhtemelen geçen hafta. Ancak çıkan sonuç delegelerin böyle düşünmediğini ortaya koydu. Fenerbahçe başka bir şeydi, onu yönetmek için seçilen Başkan başka bir şey.
Delegelerin içinden çıktığı kitle, yani taraftarlar tercihlerini zaten belli etmişlerdi. Kimileri dip dalga falan diyor ya, bu nasıl yanıldıklarını gizlemek için uydurdukları bir şey.
Çünkü dalga dipten falan gelmiyordu. Düpedüz lodos fırtınası çıkmış yüzeyden sahili dövmeye başlamıştı. Adamlar daha ne yapsınlar bas bas bağırıyorlardı tribünlerde. Bunun dibi mi kaldı?
Kesin olan tek şey, taraftarın ve dahi delegelerin istediği tek şey başarıydı. Başarının futbolda tek bir adı olduğu da gerçek: Şampiyonluk. Taraftar ikinci olsanız bile bunu önemsemiyor. O Şampiyonluğa odaklanmış. Ve şampiyon olunmayan her yıl , başarısız bir yıl onlara göre.
Şimdi dip dalga diyenler belli ki Aziz Yıldırım'ın algısını körelttiler. Kendisi de görmek istediğini görmüş, inanmak istediğine inanmış.
Fenerbahçe seçimlerinde oy kullanmak için tatilini iptal eden bir dostum haftalardır Ali Koç diye konuşuyordu. Seçim günü sandıklar açılmaya başladıktan ve Ali Koç'un kazandığı anlaşıldıktan sonra ona mesaj attım. Sevinçliydi. Ve o da bana bir fotoğraf yolladı. Delegeleri kapıda karşılayan Aziz Yıldırım’la bir özçekim. Aziz Yıldırım ile el sıkışmış, fotoğraf çektirmiş ve gidip oyunu Ali Koç'a atmıştı. Bu durum bile Yıldırım'ın neden kaybettiğinin delili değil mi?
