KENDİMİZE KARŞI ASLA TUTMADIĞIMIZ SÖZLER...
“Önümüzdeki ayın 1’inde diyete başlayacağım”
“Artık yıllık jinekolojik ve meme muayenelerimi hiç ihmal etmeyeceğim”
“Her sabah erken kalkıp yürüyüşe çıkacağım”
“Her ay bir günü sadece kendimi mutlu edecek şeylere ayıracağım”
“Karar verdim, önümüzdeki ay meditasyon kursuna yazılacağım”
“Psikolojik destek almam gerekiyor. Bunun için zaman yaratacağım”
“Sigaraya bu pazartesi elveda diyorum”
“Tuttuğum takımın maçlarına harcadığım zamanı yılda bir gün prostat kontrollerim için de ayıracağım”
“İki ayda bir de olsa en yakın arkadaşlarımla yemek yiyeceğim”
“Kararım kesin! Bu yaz yıllar sonra eşimle birlikte başbaşa tatile çıkacağım”
“Dans kursuna gidip, hem hayatıma hareket katacağım, hem de ruhumu dinlendireceğim”
Bu liste böyle uzayıp gider. Günler haftaları, haftalar ayları ve yılları kovalar.
İş arkadaşımıza, komşularımıza, eşimize, çocuklarımıza, akrabalarımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmek için delicesine çabalamaya devam ederiz. Sevdiklerimizin hayalleri, mutluluğu, arzuları için çabalarken, kalbimizin sesine kulaklarımızı tıkar, ruhumuzun gereksinimlerini hep sonu gelmeyen yarınlara erteleriz. Yaşamımızda hiç de özel bir yeri olmayan insanları mutlu etmek, onlara yardımcı olmak için bile çabalarken, içimizdeki çocuğun gereksinimlerini görmezden geliriz. Başkalarına yanlış yapmama sorumluluğu ruhumuzda bazen öylesine ağırlık yaratır ki, kendimizi sürekli yorgun ve enerjisiz hissederiz.
Düşünün bakalım kendinize söz verip de, bir türlü gerçeğe dönüştüremediğiniz neler var? Bu yüzden kendinize kızgın mısınız? Belki de derdiniz, içinizdeki hayallerini, arzularını, ruh ve beden sağlığını önemsemeyen köle ruhlu o kadına/erkeğedir? Öyleyse daha ne bekliyorsunuz! Hadi sarılın telefona doktorunuzdan randevu alın! Yarınlara ertelemeyin, üniversite arkadaşınızı hemen arayın! İnternette meditasyon kurslarıyla ilgili sörf yapın, araştırın, fiyat alın! Sabah erken kalkmak için alarmı kurun, yürüyüşe çıkın! Hadi ama... Kendinize verdiğiniz sözler için artık hareketlenin!
