İstanbul’un en köklü tekkelerinden biri olan Sümbül Efendi Tekkesi, muharrem ayının ilk günlerinde düzenlenen geleneksel "aşure kaynatma" etkinliğine ev sahipliği yaptı. Vakıf gönüllüleri, farklı şehirlerden gelen konuklar ve semt sakinlerinin katıldığı programda mersiyeler, zikirler ve Kur’an tilavetleri eşliğinde kazanlar dolusu aşure hazırlandı. Tevhidler ve ilahiler eşliğinde ikram edilen aşure, manevi birlikteliği pekiştiren bir ritüele dönüştü.
Biz burada sadece aş değil, muhabbet kaynatıyoruz
İnsan ve İrfan Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Fatih Çıtlak, geleneğin 500-600 yıl öncesine dayandığını vurgulayarak, “Hz. Hüseyin efendimizin kızlarının bir dönem burada bulunması sebebiyle İstanbul’un Kerbelası sayılan bu mekânda aşure ilk burada pişerdi. Biz de bu kadim geleneği, usta-çırak ilişkisiyle, ifrata kaçmadan, tamamen muhabbetle sürdürüyoruz” dedi.
Gelenek sadece kazan başında değil, hayatın içinde yaşatılmalı
Çıtlak, bu geleneğin sadece bir yemek etkinliği değil, toplumsal bağları güçlendiren bir yol olduğunu belirtti. “Bugün belki de 40. ya da 41. aşuremi pişiriyorum. Biz burada aslında aş kaynatmıyoruz, insanları birbirine kaynaştırıyoruz. Hüzünde birleşen toplumlar gelecek için sağlam bir zemin bırakır,” diye konuştu.
Herkes yapabileceği bir güzellik bulmalı
Toplumsal duyarlılığa da dikkat çeken Çıtlak, geleneği yaşatmanın sadece ritüellere bağlı kalmakla sınırlı olmadığını ifade etti: “Herkesin yapabileceği güzel bir iş vardır. Mahallenizdeki yetimi tanıyor musunuz? Ya da yalnız yaşayan yaşlı komşunuzu? Gelenek yaşatmak sadece aşureyle olmaz; ilgidir, komşuya selamdır, hal hatır sormaktır.”
Sümbül Efendi Tekkesi'nde kaynatılan aşureler, etkinliğin sonunda mahalle sakinlerine ve ziyaretçilere ikram edildi. Etkinlik, dualarla ve birlik mesajlarıyla sona erdi.
