Türk milletinin istiklal ve istikbal uğruna verdiği kutlu mücadelenin sembolü olan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 103. yılı, gururla ve kararlılıkla anılıyor. Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yüksel Özgen, 26 Ağustos 1922’de başlayan ve 30 Ağustos Zaferi ile taçlanan bu kutlu zaferin, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda Anadolu'daki Türk varlığının dünya sahnesinde ebedi olarak tescili olduğunu vurguladı.
Emperyalist senaryolar Büyük Taarruz ile tarihe gömüldü
Prof. Dr. Özgen, 30 Ağustos Zaferi’ni “Türk milletine kefen biçenlere karşı atılmış tarihi bir tokat” olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı:
“26 Ağustos'ta başlayan ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde destansı bir zafere dönüşen Büyük Taarruz, emperyalistlerin Sevr ile Türk milletine dayattığı esaret zincirini paramparça etmiştir. Anadolu’da kalıcı olmak bir niyet değil, artık bir vakıadır.”
Özgen, bu destansı mücadeleyle Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde yeniden ayağa kalkarak tarihin akışını değiştirdiğine dikkat çekti.
30 Ağustos, Lozan’ın ve Cumhuriyet’in yolunu açtı
Büyük Taarruz’un sadece bir zafer değil, aynı zamanda modern Türkiye’nin temel taşlarından biri olduğunu belirten Özgen, “Bu şanlı zaferin ardından Lozan Antlaşması imzalanmış, bağımsızlık tescillenmiş ve Cumhuriyetimizin temelleri atılmıştır. Türk milleti, Anadolu’nun ebedi sahibi olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir” dedi.
TTK’nın milli hafızayı gelecek nesillere aktarma konusundaki çalışmalarına da değinen Prof. Dr. Özgen, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Afyon’da gerçekleştirilecek etkinlikleri şu sözlerle duyurdu:
“Mobil kitap satış tırımız ve sekiz kıymetli yazarımızla Afyon'da halkımızla buluşacağız. ‘Her Eve Bir Tarih Kitabı’ projesi kapsamında, vatandaşlarımızın tarihe olan ilgisini desteklemeye devam edeceğiz.”
Gençlerimizi köklerine bağlayan projeler artacak
Milli hafızanın korunmasının ve aktarılmasının genç nesiller için hayati öneme sahip olduğunu ifade eden Özgen, üniversitelerde yeni dönemle birlikte kitaplık açılışları, okur-yazar buluşmaları ve belgesel çalışmalarıyla gençlerin tarih bilinciyle donatılması yönünde kapsamlı adımlar atıldığını bildirdi.
“Milletimizin tarihe olan ilgisi umut verici. Bu ilgiyi akademik ve doğru bilgiyle güçlendirerek milli şuurun temellerini daha da sağlamlaştıracağız.”
