Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ayasofya’da yürütülen restorasyon çalışmalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yapının tarihi dokusunun titizlikle korunduğunu vurgulayan Ersoy, “Ecdadın mirasına gözümüz gibi bakıyoruz” dedi.
Ayasofya'da Tarihin En Kapsamlı Restorasyonu
Vakıf medeniyetinin izlerini günümüz sanat anlayışıyla buluşturan “Zamanın İzleri – Vakıf Medeniyeti Fotoğraf Yarışması”nın ödül töreninde konuşan Bakan Ersoy, restorasyon projelerinin yalnızca mimari değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir miras sorumluluğu olduğunu dile getirdi. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde sürdürülen çalışmaların Mimar Sinan’dan bu yana yapılan en geniş kapsamlı müdahale olduğunu belirtti.
“Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, UNESCO statüsünü de koruyarak, kubbelerden zemin sistemine kadar tüm yapıyı bilimsel veriler ışığında restore ediyoruz” diyen Ersoy, restorasyonun mühendislik, sanat ve bilimi aynı potada buluşturan bir seferberlik olduğunu söyledi.
Bilimsel Heyet Yürütüyor: Detaylı Güçlendirme ve Koruma
Restorasyon süreci, alanında uzman akademisyenlerden oluşan bilim kurulu tarafından yönetiliyor. Prof. Dr. Can Binan, Prof. Dr. Asnu Bilban Yalçın ve Prof. Dr. Ahmet Güleç gibi isimlerin öncülüğünde sürdürülen çalışmalarda, özellikle kubbe ve minarelerde kapsamlı teknik işlemler yürütülüyor.
Ayasofya'nın mozaiklerinin korunması amacıyla kurulan çelik konstrüksiyonun 43,5 metre yüksekliğe ulaştığını belirten Ersoy, deprem güvenliği için kurşun kaplamaların yenilendiğini, zemin koruma sistemlerinin de özgün dokuya zarar vermeyecek biçimde planlandığını söyledi. Tüm bu işlemler, ibadet düzenini aksatmamak adına yatsı namazı sonrası başlayıp sabah namazına kadar sürdürülüyor.
Vakıf Kültürü: “Gerçek Zenginlik Paylaşmaktır”
Törende sadece Ayasofya değil, vakıf geleneğinin geniş yelpazesi de gündeme geldi. Vakıf medeniyetinin bir iyilik hareketi olduğuna değinen Bakan Ersoy, bu kültürün yalnızca maddi bağışlardan değil, insan ruhunu geleceğe taşıyan değerlerden oluştuğunu kaydetti.
“Vakfın gücü, yalnızca mimari eserlerde değil; dayanışmada, paylaşımda, insanı merkeze alan yaklaşımda gizlidir” diyen Ersoy, vakıf eserlerinin korunması ve tanıtılması için kültür politikalarının sürdürülebilir şekilde geliştirildiğini vurguladı.
Sanatla Geçmişe Tanıklık: “Fotoğraf, Bir Hafıza Sanatıdır”
Fotoğraf sanatının vakıf medeniyetini yansıtma gücüne de dikkat çeken Ersoy, yapay zekâ çağında dahi fotoğrafın yalnızca bir görüntü değil, aynı zamanda duyguların ve tarihsel hafızanın taşıyıcısı olduğunu söyledi. Ayasofya restorasyonu tamamlandığında, İzzet Keribar ile yeni bir fotoğraf sergisi hazırlamak istediklerini de duyurdu.
Geniş Katılım, Güçlü Tanıklık
Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu da törende yaptığı konuşmada, yarışmanın bu yıl dijital ve mobil fotoğrafçılık kategorilerinde düzenlendiğini, 2 bini aşkın eserin yarıştığını belirtti. Katılımın sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp Azerbaycan, Kıbrıs ve Balkanlar gibi coğrafyalardan da eserler geldiğini söyleyen Aksu, bu ilginin vakıf medeniyetinin evrensel niteliğini gösterdiğini ifade etti.
Ödüller Açıklandı
Dijital Fotoğrafçılık Kategorisi:
Fatih Sultan Mehmet Han 1.’lik Ödülü
Mimar Sinan 2.’lik Ödülü
Bezmialem Valide Sultan 3.’lük Ödülü
Mobil Fotoğrafçılık Kategorisi Özel Ödülleri:
Fahrettin (Türkan) Paşa Özel Ödülü
İzzet Keribar Özel Ödülü
Coşkun Aral Özel Ödülü
Yarışma jürisinde İzzet Keribar, Coşkun Aral, Merih Akoğul, Cengiz Karlıova ve Ali Can Atay gibi isimlerin yer aldığını belirten Aksu, jüri üyelerinin seçim yapmakta hayli zorlandığını söyledi.
Tören, ödüllerin Bakan Ersoy tarafından sahiplerine takdim edilmesiyle sona erdi.
