Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Manisa Kültür Yolu Festivali kapsamında kapılarını yeniden açan Manisa Müzesi’nde başdanışmanı Tayfun Topal ve Türkiye Kültür Yolu Festivali direktörü Selim Terzi ile birlikte basın mensuplarıyla buluştu. Türkiye’nin 2025 vizyonunu ve turizmdeki yeni yol haritasını anlatan Ersoy’un mesajı net: Artık krizlere bağışıklı, daha planlı ve çok daha çeşitli bir turizm ülkesiyiz.
Manisa Müzesi’nin kapılarını yeniden açması vesilesiyle düzenlenen basın toplantısı, klasik bir programdan çok daha fazlasını sundu. Bakan Ersoy’un açıklamaları, Türkiye’nin turizmde geldiği noktayı özetlemekle kalmadı, önümüzdeki yılların rotasını da çizdi.
- Kültür Yolu artık ana arter
Ersoy’un ifadesiyle Kültür Yolu Festivalleri artık sadece sanatsal bir etkinlik değil, aynı zamanda bölgesel kalkınma hamlesi. 2021’de Beyoğlu’nda başlayan bu yolculuk, bugün 20 şehirde 6.800’ü aşkın etkinlik ve 45 bin sanatçıyla devam ediyor. Amaç, Türkiye’nin kültürel potansiyelini yalnızca turistlere değil, kendi vatandaşına da göstermek. Ve bunu yaparken bir yandan şehirlerarası kültür ekonomisini de tetiklemek.
- Hedef Net: Daha azla daha çok
Turizmde hedef artık sadece “kaç kişi geldi?” değil, “ne kadar gelir sağlandı?”. 2017’de 8. sırada olan Türkiye, 2024’te dünya turizm liginde 4. sıraya yükseldi. Kişi başı gelir ise 83 dolardan 108 dolara çıktı. 2025 hedefi 117 dolar. Strateji değişti: Çok gelen değil, kaliteli gelen turist isteniyor. Bu da beraberinde altyapı yatırımlarını getiriyor.
Türk Hava Yolları'nın 360 noktaya direkt uçuş yapması ve İstanbul Havalimanı'nın küresel ölçekli gücü, Türkiye’yi adeta dünyaya bağlıyor. Bakan’ın ifadesiyle “bu altyapıları kurmadan büyük turizm ülkesi olamazsınız.”
Turizm geliri yüksek olan ülkelerin tamamında faaliyet gösteren Turizm Geliştirme Ajansı’nı (TGA) 2019’da devreye aldıklarını da anımsatan Ersoy, Türkiye’nin dünyada en etkili tanıtım yapan ülke haline geldiğini söyledi.
- Yeni aktör: Hakkari
Belki de toplantının en dikkat çeken açıklaması Hakkari’ye kayak merkezi müjdesiydi. Ersoy’a göre iklim değişikliği, yeni kayak destinasyonlarına ihtiyaç doğuruyor. Hakkari, uzun süren kar sezonuyla bu alanda potansiyel bir merkez. Bakan Ersoy, bu bölgeyi kayak turizmine kazandırmak amacıyla bir süredir çalışmalar yürütüldüğünü açıkladı.
- Gece müzeciliği, arkeoloji ve halkın denizi
Gece müzeciliği uygulaması 2025’te 7 ilde, 26 yeni noktada daha devreye giriyor. Sıcak yaz gecelerinde tarih yeniden ışığa çıkıyor. Müzekart sahipleri sadece 100 TL gibi sembolik bir ücretle akşam saatlerinde ören yerlerini gezebilecek.
Öte yandan, “Geleceğe Miras” projesi kapsamında 6 binden fazla arkeolojik eser gün yüzüne çıktı. Kazı alanı sayısı 251’e ulaştı, istihdam edilen uzman sayısı 2 binin üzerinde.
Ve bir başka sessiz devrim: Ücretsiz halk plajları. 2019’dan bu yana Antalya, Bodrum ve Çeşme’de hizmet veren bu plajlara 2025’te iki yeni nokta daha ekleniyor: Manavgat-Sorkun ve Bodrum-Yalıkavak. 2024’te bu plajları 3 milyondan fazla kişi ziyaret etti. Hem sosyal adalet hem turizm demokrasisi.
- Sağlık turizminde yeni adım: Turiste e-Nabız
Türkiye’nin sağlık turizminden 3 milyar doların üzerinde gelir elde ettiği hatırlatılırken, Bakan Ersoy, “Türkiye’nin çok iyi bir sağlık altyapısı var. Pandemi sürecinde gördük. Her şeyden önemlisi yetişmiş sağlık kadromuz var.” ifadelerini kullandı. Bakan, yeni bir uygulamayı da duyurdu: e-Nabız sistemi yabancı turistlere de açılıyor. Bu, hizmet kalitesinin takip edilmesi ve denetlenmesi anlamına geliyor. Amaç: Standart ve sürdürülebilir bir sağlık turizmi.
Ersoy sitemin işleyişine ilişkin detayları paylaştı:
“Ülkeye girdiklerinde onlara bir kod verilecek. Şu an turist olarak e-Nabız sistemine giremiyorsunuz ama takip edilebilir hale getiriliyor. Sağlık Bakanlığı turisti de kendi vatandaşı gibi takip edecek. Hangi ücretler uygulandı, hangi tedbirler uygulandı. Hizmetin standardizasyonu ve standarttın denetlenmesi, bunu başardığınız zaman zaten sürdürülebilir bir gelir elde edebiliyorsunuz, sürdürülebilir bir ekonomi elde edebiliyorsunuz. Turistlerle ilgilenen hastanelerin sertifikaları olacak. Oteller “Sağlık Turizm Sertifikasına” sahip hastaneler ile eşleşebilir, bunun dışına çıkamayacaklar. Hepsini takibe alacağız.”
- Tarihi eser kaçakçılığına fren
Yurt dışına kaçırılan eserlerin iade süreçleri artık daha kısa, daha etkili. Türkiye, 12 ülkeyle protokol imzaladı. İade süreçlerinin çok kısaldığını ve maliyetin azaldığını anlatan Bakan Ersoy, alınan tedbirler sayesinde yurt dışına kaçırılan eserlerin neredeyse 1000 katının Türkiye’de yakalandığını ifade etti. Kaçırılan eserlerin peşine düşerek “Eninde sonunda o eseri alacağız” şeklinde kuvvetli bir mesaj verdiklerini ve bunun da definecilere yönelik ‘müşteri’ ilgisini azalttığını belirten Ersoy, Anadolu kökenli eserler için eskiden 100 lira fiyat biçiliyorsa bunun artık 10 liraya, 20 liraya düştüğünü söyledi: “Çünkü biliyor ki kasada saklı kalacak. Birini ortaya çıkardığı an biz onu yakalayacağız. Esas başarı orada oldu.”
Ve kaçırılan eserlerin yurt içinde satışı neredeyse imkânsız hale geldi. Çünkü her eser artık DNA kodlu mühürlerle korunuyor. Sahteyle orijinali ayırt etmek mümkün. Müze müdürleri değişirken bile eserlerin kopyalanması ihtimali sıfırlandı.
Ersoy, “Çalışmaya beş yıldır devam ediyoruz. DNA kodlu özel mühürlerimiz var. Bütün müzelerimizdeki eserlere o mührü, DNA kodunu yerleştiriyoruz. Sergilediklerimiz bitti, depolara geçtik. Bu da eserlerin kopyalanmasının önüne geçiyor.” diyerek, Müze müdürleri değişirken, devir-teslim sırasında sahteciliğin artık mümkün olmadığını anlattı. Ersoy, “Orijinaliyle sahtenin değiştirilme şansı yok. Hemen alarm veriyor. O teknolojiyi biz getirdik. Dünyada da öncü kuruluşlardan biriyiz.” dedi.
- 9 günlük bayram ve Hindistan etkisi
Bakan Ersoy, yaklaşan Kurban Bayramı tatilinin 9 gün olmasının gündemde olduğunu da belirtirken, bunun iç turizmi canlandıracak bir fırsat olduğuna vurgu yapıyor. Hindistan-Pakistan gerilimi ise şimdilik Türkiye turizmini etkilemiş değil. Yani risk faktörleri göz önünde ama kontrol altında.