Kanal D ekranlarında yayınlanan ve her perşembe akşamı izleyiciyi ekrana kilitleyen "İnci Taneleri", güçlü senaryosu ve etkileyici performanslarıyla gündemde kalmaya devam ediyor. Senaristliğini ve başrolünü Yılmaz Erdoğan’ın üstlendiği dizi, dramatik yapısıyla büyük beğeni toplarken, Erdoğan’ın diziyle ilgili yaptığı açıklamalar hayranlarını bir kez daha şaşırttı.
Senarist ve oyuncu Yılmaz Erdoğan, "İnci Taneleri"nin adının aslında "Kardeş Kıyameti" olarak belirlendiğini ancak 6 Şubat depremi sonrası bu ismin çağrıştırdığı anlam nedeniyle değiştirildiğini açıkladı. Peki, dizinin adı neden değiştirildi, Hazar Ergüçlü’nün dans sahneleri nasıl çekiliyor ve Yılmaz Erdoğan neden Köyceğiz’de yaşamayı tercih etti? İşte merak edilen tüm detaylar…
"İnci Taneleri"nin İlk İsmi "Kardeş Kıyameti"ydi! Yılmaz Erdoğan’dan Açıklama
Sine Çakır ve Rıdvan Dilmen’in sunduğu "Hayatın Not Defteri" programına konuk olan Yılmaz Erdoğan, dizinin adının nasıl değiştiğini anlattı. Başlangıçta "Kardeş Kıyameti" ismi düşünülen dizi, yaşanan acı bir olayın ardından farklı bir adla ekrana gelmeye karar verdi.
Yılmaz Erdoğan konuyla ilgili şunları söyledi:
"Bir yazarlık atölyesi yapıyordum. Orada ‘Senaryolarınızın isimleri neden bu kadar kötü’ başlığına çalışıyorduk. Türkiye’de projelere verilen isimleri pek beğenmem. Atölyedeki öğrenciler, yazdıklarına isim koymamıştı. Ben de ‘Size isim vereceğim, üzerine yazın’ dedim. İçlerinden biri ‘Kardeş Kıyameti’ydi ve bu ismi çok beğendim. Ancak, 6 Şubat depremi yaşanınca bu kelimenin anlamı benim için değişti.*
Depremin acı hatıraları nedeniyle proje için daha umut verici, sıcak bir isim arayışına girildi ve "İnci Taneleri" ismi bu şekilde doğdu. Erdoğan, "İnciler dökülünce hikâyeden ‘İnci Taneleri’ oldu." ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, dizinin adının ardındaki dramatik hikayeyi gözler önüne sererken, senaristlerin sadece hikaye değil, dizinin ismi konusunda da büyük bir titizlik gösterdiğini ortaya koydu.
Hazar Ergüçlü’nün Dans Sahneleri Büyük İlgi Görüyor! Yılmaz Erdoğan’dan Övgü Dolu Sözler
Dizinin en çok konuşulan sahnelerinden biri, Hazar Ergüçlü’nün canlandırdığı "Dilber" karakterinin dans sahneleri. Bu sahneler, dizinin görsel atmosferine büyük bir katkı sağlarken, izleyicinin de en çok ilgi gösterdiği anlardan biri haline geldi.
Yılmaz Erdoğan, bu sahneler hakkında da açıklamalarda bulunarak, Hazar Ergüçlü’nün dans sahnelerini büyük bir titizlikle çalıştığını belirtti:
"Hazar, dans işini de oyuncu olarak ele alıyor. Hayatında öyle dans etmişliği de yoktu. Ama iyi bir oyuncuysanız, karakteri doğru anlarsanız, o sahneler güzel olur. Hazar’ın dans sahneleri, benim de seyircinin de dinlendiği yer."
Bu açıklamalar, Dilber karakterinin sahnelerinin sadece estetik değil, aynı zamanda dramatik bir yönü de olduğunu ortaya koyuyor. Erdoğan’ın sözlerine göre, bu sahneler dizinin akışında bir soluklanma anı yaratıyor ve izleyiciye farklı bir atmosfer sunuyor.
Ayrıca, dans sahnelerinin çekim süreci de büyük bir emek gerektiriyor. Erdoğan, bu sahnelerin zorlukları hakkında da konuşarak şunları söyledi:
"Dans sahnelerini çekmek uzun sürüyor. Özellikle kızlar için gerçekten zor. O yüksek topuklu ayakkabılarla dans etmek büyük bir çile. Ama Hazar ve diğer oyuncular büyük emek harcıyorlar."
Bu sözler, dizinin sahne arkasında ne kadar büyük bir emek harcandığını bir kez daha gösteriyor.
Yılmaz Erdoğan Köyceğiz’e Neden Yerleşti? "İnzivaya Çekilmedim"
Yılmaz Erdoğan’ın İstanbul’dan ayrılarak Köyceğiz’e taşınması da uzun süredir merak edilen konular arasındaydı. Birçok kişi, onun bu kararı bir tür inziva olarak değerlendirmişti. Ancak Erdoğan, bu söylentilere de açıklık getirerek İstanbul’dan ayrılma nedenini net bir şekilde anlattı.
"Köyceğiz’e gitmemin nedeni İstanbul’daki hayatımın bir AVM’de kahve içmek, trafikte beklemek ve eve dönmek olduğunu anladığımdandır. Orada bir plato kurduk ve işi de oraya götürdüm. 'İnziva' lafı çok kullanılıyor ama öyle bir şey yok. Tam tersi, burada daha çok çalışıyoruz."
Erdoğan, aynı zamanda Köyceğiz’de bir spor kulübü kurduklarını ve burada çocukların gelişimine katkı sağladıklarını da söyledi. "Düşbelen Spor Kulübü" adını verdikleri bu kulübün yönetiminde, Caner Erkin ve Şükran Ovalı gibi ünlü isimler de yer alıyor.
Bu açıklamalar, Erdoğan’ın İstanbul’dan kaçış değil, tam tersine üretkenliğini artırmak için bir değişim yaptığını gösteriyor.
