İletişim uzmanı, radyocu ve psikolog Dr. Cenk Erdem, günümüzün zorlu yaşam koşullarında herkesin faydalanabileceği bir kaynak olarak "Psikoloji Günlükleri" adlı rehber kitabını yayımladı. Sema Sezen kitabın içeriğini Dr. Erdem'e sordu, kendisi de detaylı açıklamalarda bulundu.
Röportaj
İletişim uzmanı, radyocu ve psikolog Dr. Cenk Erdem, günümüzün zorlu yaşam koşullarında herkesin faydalanabileceği bir kaynak olarak "Psikoloji Günlükleri" adlı rehber kitabını yayımladı. Sema Sezen kitabın içeriğini Dr. Erdem'e sordu, kendisi de detaylı açıklamalarda bulundu.
İletişimci, radyocu ve psikolog Dr. Cenk Erdem, günümüzün zor yaşam şartlarında her bireyin başucunda bulundurması gereken "Psikoloji Günlükleri" adlı bir rehber kitabı ortaya çıkardı. Erdem, kitabıyla ilgili merak ettiklerimizi anlattı.
-Yıllar öncesinden "Müziğin psikolojiyi iyileştirici etkisi", "öfke sorunu", ilişkiler ve kitapta yer alan konuları ele aldınız ve bu konularda makaleler yazıp mülakatlar verdiniz. Peki bu araştırmalarınızın yer aldığı hepimizin ihtiyacı olan bu kitap neden bu kadar gecikti?
Aslında “Psikoloji Günlükleri” yıllar içinde biriktirebildiklerimi artık paylaşmak için doğru zaman olduğu hissine tam anlamıyla güvendiğim, aktardıklarım konusunda yaşım itibarıyla sağlam bir tecrübeyle de konuşabildiğim bir zamanda çıktı. Yıllarca hem bir anlatıcı olarak radyo tecrübelerimle hem uluslararası konferanslarda sunumlar gerçekleştiren ve sahada çalışmış bir psikolog olarak mesleğe verdiğim değerle ancak yetkinliklerime göre söz almaya çok önem verdim. Baktım ki magazinciler bile iki seminere katılıp kişisel gelişim kitapları yazıyor, baktım ki alanda tecrübesi olmayan ya da psikoloji alanında doğru dürüst eğitim geçmişi dahi olmayanlar sazı eline almış konuşuyor, geride durmaktan vazgeçtim. Hey heyler geldi ve yazmaya başladım. Şimdi sahnede de konuşuyorum.
-Hemen her konuda olduğu gibi çabuk tüketilen ilişkilerin dönemindeyiz ve bu konuda ilişkilerle ilgili birçok mentorle karşılaşıyoruz. Neredeyse ilişkiler mentorlerin doğru ya da yanlış verdiği bilgilere göre sürüyor veya sürmüyor. Uzman olarak bunu nasıl yorumluyorsunuz?
İnsanın donanımlı ve alanında yetkin birinden rehberlik alması elbette çok değerli ama psikolojik görüşmede aktif olan danışan kişidir. Psikolog sadece yol gösterebilir, önerilerde bulunabilir ama hangi önerinin kendisine daha çok uyduğuna karar verecek kişi ancak danışanın kendisidir. Akıl vermek başka iş, farkındalık kazandırmak başka. İyi bir psikolog akıl vermez, kişinin farkındalığını artırır, kendini olduğu gibi kabul etmesini, zaaflarını da güçlü yönlerini de kucaklamasını sağlar ancak kararı kişi kendi verir. Aynı şekilde kişi her adımında bir mentordan akıl alıyorsa o işte başka patolojiler vardır.
-Kitabınızda sosyal medya orucundan söz ederken 2000 sonrası doğumlular için araştırmaya yer verdiniz. 2000'den sonraki yıllardaki kuşaklar da yıldırım hızıyla değişiyor, önceleri kuşak çatışması diyebilmemiz için 20 yıl gerekirken şu an doğum tarihleri arasında geçen 3 yıl bile kuşak çatışmasına neden olabiliyor. Yeni kuşaklarla aramızda iletişimimiz ve birbirimizi anlayabilmemiz için bir rehber kitap gelir mi?
Önceki kuşaklar, dijitale doğanlarla aradaki farkı kapamak için ilk zorunlu dersi pandemi ile yaşadı. Cümleten dijital yetkinliklerimizi mecburen geliştirmek zorunda kaldığımız pandemi dönemi aslında sosyal ilişkilerin ve hatta aşkın bile tüm dinamiklerinin sosyal medya platformlarına taşındığı yeni bir dünyada dijitale doğan gençleri daha iyi anlayabilme fırsatı verdi. Özellikle son beş altı yıldır teknoloji günlük hayatımızı, alışkanlıklarımızı hızla değiştiriyor. Dahası global düzeyde iletişim kanalları artarken gençlerin beklentileri, sosyal dinamikleri, değerleri de değişiyor. Öncelikle en temelde Piaget’in dediği gibi zeka adaptasyondur. Hayatta kalmak için her türlü yeniliğe adapte olmak zorundasınız. Yeniliklere açık olmak ayrıca psikolojik bir olgunluktur. Bir dünya vatandaşı olarak yeni iletişim biçimlerini, teknolojileri öğrenmek ve kendini güncellemek de en basit anlamda güçlenmeyi sürdürmektir. Zamanın ruhuna uymak kendi değerlerinizden vazgeçmek olmadığı gibi zamanın gerisinde kalmak olsa olsa kendinden ve hayatın sunduğu fırsatlardan, güzelliklerden, heyecanlardan vazgeçmek olur.
-Kitapta en çok ilgimi çeken konulardan biri de "korku filmlerinin faydaları" oldu. Bu türün zihni boşalttığını hatta gerçek hayatın dehşetiyle başa çıkabilmemiz için yardımcı olduğunu belirttiniz. Korku filmlerinin bu faydaları herkes için geçerli mi?
Bilimsel araştırmalar, korku filmlerini izleyenlerin kalp atışlarının ve solunumunun hızlandığını, kan basıncının yükseldiğini gösteriyor. Bu fizyolojik uyarılma film bittikten sonra da devam ediyor ve bu uyarılma sayesinde sonrasında yaşanan pozitif duygular da daha yoğun hissediliyor. Bu nedenle uyarılmanın verdiği hazzın tadını alan izleyiciler korku filmlerine bayılıyor. Ancak, korku filmleriyle geçmiş deneyimleri olumsuz olanlar bir daha asla korku filmi izlemek istemeyebiliyor. Çünkü diyelim daha önce korku filmi izleme deneyimine eşlik eden olumsuz başka bir deneyim yaşadıysa ya da sonrasında yaşadığı bir olumsuz deneyimi de daha yoğun hissedeceğinden korku filmlerinden hoşlanmıyorlar.
Psikoloji literatürüne göre, yaklaşık her on kişiden biri adrenalinden hoşlanıyor. Bu nedenle, korku filmlerini sevenlerin çocukluklarında da aynı zamanda lunaparklarda en heyecan verici eğlencelerden de keyif alan çocuklar arasından çıktığını söylemek yanlış olmaz. Psikolojiye göre öncelikle her bireyin farklı bir mizacı vardır, dolayısıyla mizacınıza hiç uymayabilir. Ne var ki araştırmalar korku filmlerinin izleyicilerin zihni boşaltmak için en iyi tür olduğunu ortaya koyuyor. Güçlü oyuncuları, sağlam bir senaryosu, iyi müzikleri de olan ve türü iyi temsil eden korku filmlerine bence herkes bir şans verebilir.
-Kitabın kapağında kullandığınız görseli her birey psikolojisine göre farklı yorumlayabilir gibi geldi. Siz ne aktarmak istediniz?
Kitabın illüstrasyonu canım kardeşim Remzi Can’a ait. Hem lisans hem yüksek lisansta Mimar Sinan Üniversitesi’nden mezun, heykeltıraş ve ressam olan, Montreal’de Concordia Üniversitesi’nde, animasyon da okuyan kardeşim Remzi Can kitabın illüstrasyonunu armağan etti. Kitabın ismi “Psikoloji Günlükleri” olduğu için özellikle tıpkı günlüğe karalar gibi bir eskiz. Neler anlattığını en iyi sanatçı bilir ama kapakta bana göre depresif bir genç kadın olduğu gibi suyun içinde olacağı yerde havalara uçan bir balık da var, belli ki çok mutlu. Bütününde her iki duyguya da bakan bir fare var ki farenin ömrü çok kısa, aslında bizim için de öyle, hayat çok kısa… Mutluluklarımız, üzüntülerimiz, sertlikleri ve güzellikleri ile hayat çok kısa. Bu yüzden bu kitapta mümkün olduğu kadar sahip olduğumuz güzelliklere odaklanmayı ve mutluluğu seçmeyi başarmak için çeşitli yöntemler öneriyorum.
-Kitaptaki tüm konular özel kelime seçimiyle hemen algılanabiliyor ve akılda kalıyor. Bu büyük başarı. Peki kitaptaki konuları daha da açmak için bir dizi kitap serisi gelir mi?
Bu güzel yorumun çok mutlu etti beni, özenerek yazdığımı hissettirebiliyorsam ne mutlu bana… Aslında aynı zamanda bir radyocu olarak sohbet eder gibi aktarmaya çalıştım paylaştıklarımı. Yeni bir kitap sürprizi de çoktan hazır ama bir yandan da psikoloji ile müziği buluşturduğum, dinleyicilerle interaktif analizler gerçekleştirdiğim, eğlenceli bir sahne performansına da başladım. Konsept tasarımında Zeliha Kaya ile çalıştık. “Şarkın Seni Ele Versin” ilk iki gösteride şimdiden çok iyi reaksiyon aldı, devamı gelecek.
Kişisel saldırılar yapmayın: Yorumlarınızda diğer kullanıcıları veya kişileri hakaret içeren ifadelerle suçlamayın veya aşağılamayın.
Irkçı, cinsiyetçi veya ayrımcı yorumlar yapmayın: Yorumlarınızda ırk, cinsiyet, etnik köken, din, cinsel yönelim veya herhangi bir ayrımcılık unsuru içeren ifadeler kullanmayın.
Yasa dışı faaliyetleri özendirmeyin: Yorumlarınızda yasa dışı faaliyetleri özendiren veya teşvik eden ifadeler kullanmayın.
Özel bilgileri paylaşmayın: Yorumlarınızda başkalarının özel bilgilerini paylaşmayın, bu bilgiler kullanıcıların adını, telefon numarasını, adresini, e-posta adresini veya diğer özel bilgileri içerebilir.
Spam ve reklam yapmayın: Yorumlarınızda spam veya reklam içeren ifadeler kullanmayın. Yorumlarınızın reklam içermemesine özen gösterin.