Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Yeni Birlik Gazetesi Sağlık Genetik yatkınlık akciğer Embolisine götürüyor

Genetik yatkınlık akciğer Embolisine götürüyor

Derin toplardamar pıhtılarına yol açan riskli genler gün yüzüne çıktı. Yeni keşif, kişiye özel sağlık önlemlerinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

İsveç’te Çığır Açan Genetik Araştırma

İsveç’in Lund Üniversitesi’nde gerçekleştirilen yeni bir genetik araştırma, venöz tromboz yani derin toplardamarlarda oluşan kan pıhtılarının riskini ciddi şekilde artıran üç yeni gen varyantını ortaya çıkardı. Bu çalışma, genetiğin kan pıhtılaşmasındaki rolünün önceki bilgilerden çok daha büyük olduğunu gösteriyor.

Faktör V Leiden’ın Ötesinde Bir Tehdit

Bu keşif, daha önce iyi bilinen Faktör V Leiden mutasyonuna ek olarak yeni bir genetik risk tablosunu gözler önüne seriyor. Özellikle bireyde birden fazla riskli varyantın bulunması hâlinde, pıhtı oluşumu riski %180’e kadar çıkabiliyor. Bu oran, bugüne kadar rapor edilen en yüksek seviyeler arasında yer alıyor.

Hangi Genler Sorumlu?

Araştırma kapsamında incelenen varyantlar, ABO, F8 ve VWF genlerinde bulundu. Her biri kendi başına pıhtılaşma riskini %10 ila %30 arasında artırıyor. Ancak bu varyantların kombinasyonu, pıhtı oluşumu olasılığını katlayarak çok daha tehlikeli hâle getiriyor.

Akciğer Embolisi Gibi Hayati Tehlikeler

Venöz trombozun en büyük tehlikesi, oluşan pıhtının bacaklardan koparak akciğere taşınmasıdır. Bu durum “pulmoner emboli” olarak bilinir ve tedavi edilmediği takdirde hayatı tehdit eden sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle genetik yatkınlığın tespiti hayati önem taşır.

30.000 Kişilik Devasa Bir Veri Havuzu

Bu genetik bulgular, İsveç’te uzun yıllardır sürdürülen Malmö Kost ve Kanser Çalışması adlı bir halk sağlığı projesinden elde edilen 30.000 kişilik geniş çaplı verinin analizine dayanmaktadır. Bu sayede sonuçların güvenilirliği ve geçerliliği artmıştır.

Genetik Testlerin Önemi Giderek Artıyor

Yeni keşfedilen varyantların toplumda taranması, bireylerin kişisel pıhtılaşma risklerini daha erken öğrenmelerini mümkün kılabilir. Bu da hem önleyici tedavilerin hem de yaşam tarzı değişikliklerinin daha etkili planlanmasına imkân tanır.

Kaynak: Sciencedaily

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *