Airbus Savunma ve Uzay CEO'su Michael Schoellhorn’dan gelen açıklamalar, Türkiye'nin bir süredir gündeminde olan Eurofighter Typhoon savaş uçağı tedarik sürecinde önemli bir pürüzün ortadan kalktığına işaret ediyor. Schoellhorn, Almanya'nın, bu yüksek profilli satış işlemini engellemeyeceği yönünde net bir tavır sergilediğini belirterek, müzakerelerin başarıyla sonuçlanacağına dair güçlü bir iyimserlik taşıdığını dile getirdi.
Berlin'in Siyasi Çekinceleri Tarih Oluyor
Geçmişte Almanya'nın silah ihracat politikaları çerçevesinde dile getirilen ve satışı olumsuz etkilemesi beklenen siyasi çekinceler, Schoellhorn'a göre artık aşılmış durumda. Airbus CEO'su, özellikle Başbakan Friedrich Merz liderliğindeki yeni koalisyon hükümetinin bu konudaki tutumunun netleştiğini ve satışı desteklediğini vurguladı. "Almanya'nın silah ihracatını kısıtlama çerçevesindeki geçmiş tartışmalarının artık geride kaldığını düşünüyorum. Alman hükümeti açıkça, bu satışı engellememe ve fikri destekleme yönünde beyanda bulundu. Bence bu mevzu kapanmıştır," ifadeleriyle, Berlin'in tavrının kesinleştiğini aktardı.
Ticari Müzakereler Son Aşamada
Satışa ilişkin resmi görüşmeler, konsorsiyumun İngiltere ortağı BAE Systems'in liderliğinde devam ediyor. Schoellhorn, bu aşamadaki sürecin tamamen "ticari ve teknik" nitelikte olduğunu ve yakın zamanda olumlu bir sonuçla tamamlanmasını beklediklerini kaydetti.
Türkiye'nin Eurofighter ailesine katılması, sadece bir uçak tedarikinin ötesinde, uzun vadeli bir teknoloji ve işbirliği ortaklığı anlamına geliyor. Alman CEO, Eurofighter Typhoon'un sürekli geliştirilen bir sistem olduğuna dikkat çekerek, platformun yapay zeka destekli insansız hava araçlarını (İHA) bile komuta edebilecek yeni nesil teknolojilerle donatılmasının hedeflendiğini anlattı.
"Eurofighter Kulübüne" Katılım ve Vizyoner Ortaklık
Türkiye'nin "Eurofighter kulübüne" katılımı, mevcut kullanıcılar olan Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya ve Körfez ülkeleriyle (Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Umman) teknoloji ve operasyonel bilgi alışverişi gruplarına dahil olması anlamına geliyor. Schoellhorn, bu ortaklığın, sadece uçak almaktan çok daha fazlasını vaat ettiğini, kullanıcı taleplerine hızla cevap verebilen dinamik bir yapıya katılım sağlayacağını belirtti.
Türk Savunma Sanayisine Övgü ve İspanya İşbirliği
Kariyeri boyunca Türk savunma ve havacılık sanayisini yakından takip ettiğini belirten Schoellhorn, Türkiye'nin bu alanda kaydettiği ilerlemeden övgüyle söz etti. Ayrıca, İspanya ile Türkiye arasında, TUSAŞ'ın ürettiği Hürjet eğitim uçaklarının İspanyol Hava Kuvvetleri ihtiyaçlarına göre uyarlanması sürecindeki işbirliği projelerinin devam ettiğini hatırlattı.
NATO Ortaklığı Vurgusu ve Stratejik Özerklik Çağrısı
Airbus yöneticisi, Türkiye'nin AB üyesi olmasa da bir NATO müttefiki olarak, Avrupa ile savunma sanayi işbirliğinin geliştirilmesi gerektiğini savundu. Siyasi konuların çözümü siyasetçilere ait olsa da, işbirliği için bir yol ve yöntemin bulunması gerektiğine inancını dile getirdi.
Öte yandan Schoellhorn, son jeopolitik gelişmelerin Avrupa'nın savunma ve güvenlik konusunda yalnızca ABD'ye bağımlı kalamayacağını gösterdiğini vurguladı. Avrupa'nın kendi savunma harcamalarını artırması, işbirliğini kolaylaştırması ve stratejik bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini belirterek, kıtanın kendi güvenliği için çabalarını hızlandırması gerektiği çağrısında bulundu.
