Geçtiğimiz günlerde tanıtılan ChatGPT'nin Agent aracı, sizin yerinize bilgisayardaki işlerinizi sizin yerinize yapma vaadiyle ortaya çıktı. Sizin için sinema bileti alabilir, power point sunusu hazırlayabilir ve verdiğim komuta göre araştırmalar yaparak internette gezinebilir. Her ne kadar heyecan uyandıran bir gelişme olarak yorumlansa da kullanıcıların ilk deneyimleri, agent ve benzeri dijital asistanların hala insan müdahalesi olmadan tam anlamıyla işlev göstermediği yönünde sonuçlar gösteriyor. Agent aracının bir kek siparişi vermesinin bir saat sürdüğünü iddia eden eleştirel yorumlar dikkat çekiyor.
Teknoloji Güçlü Ama Güven Vermiyor
OpenAI’nin ChatGPT Agent için geliştirdiği “takeover mode” (kullanıcının parolaları ve ödeme bilgileri gibi hassas verileri manuel olarak girdiği mod), güvenlik önlemleri açısından yerinde. Zira yapay zekâların prompt injection gibi saldırılara karşı hâlâ savunmasız olduğu biliniyor.
Ancak bu önlem, aynı zamanda sistemin gerçekten “otonom” olamadığını da gösteriyor. Teknoloji bir yandan çok yetenekli, bir yandan da hâlâ çocuk adımları atıyor. Bu ikilik, kullanımda kafa karıştırıcı ve zaman zaman sinir bozucu sonuçlar doğurabiliyor.
İddialı Başlangıç, Sınırlı Gerçeklik
ChatGPT Agent, teoride dijital görev asistanı olma yolunda büyük bir adım gibi görünüyor. Ancak ilk deneyimler, sistemin hâlâ temel görevlerde tökezlediğini gösteriyor. Otomasyon vaadiyle yola çıkan araç, insan müdahalesi olmadan çalışamayan bir yapıda. Bu da, teknolojinin potansiyelinden çok, mevcut sınırlarını gözler önüne seriyor.
