“2030’da yıldızlara doğru yola çıkabiliriz”
Google’ın yapay zekâ araştırma şirketi DeepMind’ın CEO’su Demis Hassabis, yapay zekânın geleceği hakkında oldukça iddialı açıklamalarda bulundu. Wired’a verdiği röportajda konuşan Hassabis, insan zekâsına eşdeğer ya da daha üstün seviyede bir yapay genel zekaya (AGI) ulaşmanın önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde %50 ihtimalle mümkün olduğunu söyledi.
Bu teknolojik sıçramanın gerçekleşmesi halinde insanlık için bir “maksimum refah çağı” başlayacağını savunan Hassabis, “Yıldızlara ulaşacağımız ve galaksiyi kolonileştireceğimiz bir dönem başlayacak. Bence bu süreç 2030'da başlar” ifadelerini kullandı.
Bilim mi, hayal gücü mü?
Ancak bu iddialar, birçok uzmana göre gerçeklikten oldukça uzak. Zira Proxima Centauri gibi en yakın yıldız sistemine ulaşmak bile ışık hızında seyahat edilse dahi en az dört yıl alıyor. Üstelik galaksimiz 100 bin ışık yılı çapında ve şu anki teknolojilerle bu mesafeler hayal bile edilemiyor.
Hassabis’in vizyonu, bir yandan teknoloji ve insan refahı arasındaki uçurumu kapatmayı, bir yandan da doğayı ve kaynakları koruyan bir işleyiş kurmayı hedefliyor. Ona göre AGI, sağlık, çevre ve enerji gibi alanlarda devrim yaratabilir ve yoksulluğa neden olan kaynak kıtlığı sorununu tamamen ortadan kaldırabilir.
“Sorun teknoloji değil, iş birliği eksikliği”
Ancak röportaj sırasında gazetecinin "Zaten Batı dünyasında muazzam bir bolluk var, ama bu adil şekilde dağıtılmıyor" hatırlatması üzerine Hassabis şunları kabul etti:
“İnsanlık olarak iş birliğinde pek iyi değiliz. Doğal habitatlarımız yok oluyor çünkü insanlar fedakârlık yapmak istemiyor.”
Ancak kendisi büyük bir servete sahip olmasına rağmen, sorunun çözümünü yalnızca teknolojiye yüklemesi eleştiri konusu oldu. Zira AGI'nin geleceği halen tartışmalı bir konu ve bilimsel çevrelerde bile bu seviyede bir zekânın mümkün olup olmadığı konusunda fikir birliği yok.
Eleştiriler büyüyor: AGI gerçekten ne kadar uzakta?
Yakın zamanda yayımlanan bir Apple araştırma raporu, birçok teknoloji devinin AI modellerinin yeteneklerini abarttığını ve özellikle “akıl yürütme” kabiliyetlerinin büyük ölçüde yanıltıcı olduğunu ortaya koydu. Bu da, Hassabis’in çizdiği AGI temelli "altın çağ" vizyonunun, bugünün dil modellerine dayalı teknolojileriyle henüz örtüşmediğini gösteriyor.
Ayrıca mevcut eğilimler, yapay zekânın bazı alanlarda yoksulluğu daha da derinleştirdiğini ve servetin en zengin kesime daha hızlı transferine yol açtığını ortaya koyuyor.
