YDD Genel Merkezi'nde gerçekleşen etkinlikte konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve YDD Onursal Başkanı Yalçın Topçu merhum Gökalp'in, millet ve vatanperverliğin her daim öncüsü ve rol modeli olduğunu, aynı zamanda şair, yazar, fikir insanı, siyasetçi ve önemli bir toplumbilimci olduğunu söyledi.
Yalçın Topçu merhum Ziya Gökalp'i şu ifadelerle anlattı:
"Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" adlı temel konulara ilişkin eseri ile bilinen, milletimizin "ruh kökü" değerlerinin hadimi Ziya Gökalp'i, vefatının yıl dönümünde, Yerli Düşünce Derneği ve Dergisi olarak anacak, anlayıp ve anlatmaya çalışacağız.
"Türk milliyetçiliğinin babası"
Merhum Gökalp, millet ve vatanperverliğin her daim öncüsü ve rol modeli olup aynı zamanda şair, yazar, fikir insanı, siyasetçi ve önemli bir toplumbilimcidir. Ziya Gökalp, 23 Mart 1876'da Diyarbakır'da önemli bir ailenin çocuğu olarak Çermik ilçesinde dünyaya gelmiştir. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak anılan merhum, Mülkiye Baytar Mektebi'ni siyasi nedenler ile bitirememiş, 1913 ve 1914 yıllarında önerilen maarif vekilliği görevini kabul etmemiş, İstanbul Üniversitesi'nin ilk sosyoloji profesörüdür. 1919'da İngilizler tarafından tutuklanır ve "Ermeni Soykırımı" iftirası ile işgalcilerin sözde mahkemesinde yargılanır ve Malta'ya sürgün edilir.Kurtuluş Savaşı yıllarında çıkardığı Küçük Mecmua ve burada yazdıkları ile Kurtuluş Savaşı'nı destekler. 1923'te Maarif Vekaleti Telif ve Tercüme Heyeti Başkanlığı'na atanan merhum Ziya Gökalp, aynı yıl Diyarbakır Milletvekili seçilir fakat 1924'te yakalandığı bir hastalık nedeniyle İstanbul'da 25 Ekim 1924'te vefat eder.
"Ziya Kürt'tür! Diyenlere…"
Gökalp'ın, Kürt ya da Zaza olduğuna yönelik, Türkiye'deki bazı karşıtlarının Fransız gazetesinde aleyhine "Ziya Kürt'tür, Kürt olduğu halde Türkçülüğe hizmetle kendi milletine ihanet ettiğini" yazanlara cevap olarak, Kastamonu Açıksöz Gazetesi 20 Nisan 1921 tarihli sayısında yayımlanan şiirini sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Ben Türk'üm! diyorsun, sen Türk değilsin!
Ve İslam'ım! diyorsun, değilsin İslam!
Ben, ne ırkım için senden vesika,
Ne de dinim için istedim ilam!
Türklüğe çalıştım sırf zevkim için,
Ummadım bu işten asla mükafat!
Bu yüzden bin türlü felaket çektim,
Hiç bir an esefle demedim... Heyhat!
Hatta ben olsaydım., Kürt, Arap, Çerkes.,
İlk gayem olurdu Türk milliyeti.,
Çünkü Türk kuvvetli olursa, mutlak.,
Kurtarır her İslam olan milleti!
Türk olsam olmasam ben Türk dostuyum.,
Türk olsan olmasan sen Türk düşmanı!
Çünkü benim gayem Türk'ü yaşatmak.,
Seninki öldürmek her yaşatanı!
Türklük, hem mefkurem hem de kanımdır.,
Sırtımdan alınmaz, çünkü kürk değil!
Türklük hadimine "Türk değil!.," diyen..,
Soyca Türk olsa da "piçtir".., Türk değil!.."
Merhumun bu şiirinin günümüz için de ne kadar anlamlı olduğunu ifade ederek, merhum Mehmet Ziya Gökalp'i vefatının seneyi devriyesinde, rahmetle ve şükranla anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Allah, milletimizin birliğini, devletimizin ve ay yıldızlı al bayrağımızın tekliğini, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü daim ve kaim eylesin, yüceltsin ve yükseltsin."
