İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Askeri lise sınav soruları nasıl sızdırıldı ?

Askeri lise sınav soruları nasıl sızdırıldı ?

Kayseri’de 68 sanığın yargılandığı FETÖ davasında 5 müşteki ifade verirken, hem sanık hem de müşteki olan işadamı Yılmaz Akansu savunma yaptı. Akansu, terörist başı Fetullah Gülen ile ilgili, "Onun Allah belasını versin. Fetullah kim? Ben hükümetimin yanındayım" dedi.

Müşteki Ömer Koçak ise, askeri lise sınav sorularının nasıl sızdırıldığını açıkladı.

Kayseri’de FETÖ’ye ilişkin soruşturma kapsamında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün ’il imamı’ firari Sıtkı Baş’ın da aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşmasının üçüncü gününün öğleden sonraki oturumuna 250 kişilik Kayseri Adalet Sarayı Konferans Salonu’nda görülmeye devam edildi. Hem sanık hem de müşteki olan 82 yaşındaki işadamı Yılmaz Akansu mahkemede, "Senelerimi ticarete verdim. Kayseri’nin eşraflarındanım. Bana aklımın yetmeyeceğini, ilkokul mezunu olduğumu söyleyerek hiçbir bilgi vermediler. Bunların bir müdürü var hiç laftan anlamıyor. O vakfın kurucusu tek ben değilim" dedi.

FETÖ’nün üyesi olduğu iddialarının sorulması üzerine Akansu, "Fetullah kim? Onun Allah belasını versin. FETÖ’nün ne üyesiyim, ne tanırım, ne de gördüm? Benden habersiz 3 kişi toplanıp, kararlar alıyormuş. Haber gönderiyordum, gelin bilgi verin diye, gelmiyorlardı. Her zaman memleketimdeyim, hükümetimin yanında, kanunların yanında hayır işlerime devam ediyorum. Benim imzamı kullanıp, sahte imza atanlardan şikayetçiyim" diye konuştu. 

Bazı sanıkların kendisine soru sorması üzerine Akansu, "Bu arkadaşlar boyuna soru soruyor. Lüzumsuz, sabaha kadar sorun, kabul etmiyorum, bilmiyorum. Ben hükümetimin yanındayım" dedi.


"HAFTALIK OLARAK TÜM AĞABEYLER TOPLANTI YAPARDI"

Müşteki Ömer Koçak ise cemaat evlerinde kalan öğrencilere askeri lise sınav sorularının sızdırıldığını belirterek, "2012-2013 yılında FETÖ evlerinde kaldım. Bir sohbet esnasında bir ağabey bana o evleri anlattı, biraz da sempatim vardı. İlk başlarda sadece evlere gidip geldim, daha sonra Allah rızası için yardımım dokunsun diye bir eve beni direk ağabey olarak gönderdiler. Kur’an-ı tecvidli bile okuyamıyorum ama ’Gökhan’ kod isimli Eşref Coşkun beni direk ev ağabeyi yaptı. 3 öğrenci bana verdiler. Bu öğrenciler askeri lise sınavına hazırlanıyor. Benim kaldığım ev Köşk Mahallesi’ndeydi. Benden başka 7 öğrenci evi daha vardı. Haftalık olarak tüm ağabeyler toplantı yapardı. Sınava 3 gün kala bu çocukları aldılar, başka evde çalıştıracaklarını söylediler. Bana abes geldi, rahatsız oldum. Mehmet Kocatürk çalıştırıyordu, dershanede çalıştığı için onun kod ismi yoktu, ancak öğrencilerin bile kod isimleri vardı" şeklinde konuştu.

“DÜŞMANIMIZI DÜŞMANIMIZIN SİLAHI İLE YENMEMİZ LAZIM”

Sınavdan bir gün önce öğrencilerin kaldığı eve gittiğini söyleyen Koçak, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 

"Eve geldiğimde öğrenciler bir odadan teker teker girip, çıkıyordu. Öğrencilere sorduğumda ’Kur’an’a el bastık ağabey söyleyemeyiz’ dediler. Sınavdan bir gün sonra bir öğrenciyi aradım ve ortaya laf atarak her şeyden haberim olduğunu, sınavının nasıl geçtiğini sorduğumda çocuk heyecanla bana ’Allah razı olsun abicim, verdiğiniz 80 sorunun 80’i de çıktı’ deyince hemen o kod isimli şahsın yanına gittim. Kendisi ile tartıştık ve bana Kur’an-ı Kerim’den ayetler söyleyerek, ’Düşmanımızı düşmanımızın silahı ile yenmemiz lazım’ dedi. Daha sonra kendi ailemin yanına geçtim. İçim içimi yedi, kime söyleyeceğimi bilemedim. ÖSYM Kayseri koordinatörünü buldum, ona anlattım, o da hemen ÖSYM Başkanı Ali Demir ile görüştü, bana Ankara’ya gelsin demiş. Aileme söylemeden Ankara’ya gittim, cenaze olduğu için görüşemeyeceğini söyleyince ben de basına anlatacağımı söyledim, beni yoldan çevirdiler. Ömer isimli ÖSYM başkan yardımcısı benimle konuştu. Bana ’Belgeleri ver, biz ilgileniriz’ deyince, ondan da huylandım. Çünkü ben de hiçbir belge yoktu, sadece anlatacaktım. Daha sonra Kayseri’ye geldim, basından bir arkadaşıma anlattım ve olay basına duyuldu. Ben soruları görmedim, sanıklardan şikayetçiyim."

Müştekiler İsmail Yükseker, Cemil Görücü, Osman Şaş ve Mehmet Salih Keskin’in de dinlenmesinin ardından, mahkeme heyeti duruşmaya sabah 09.00’da başlamak üzere ara verdi.