İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Can Temiz: "Ahlaken Alçak" Bir Yerdeyim  

Can Temiz: "Ahlaken Alçak" Bir Yerdeyim  

Can Temiz'den Elektronik Indie/Avant-garde Rock/Horrorcore/Punk ve Alaturka Elementlerin Harmanlandığı İlk Solo Albüm; "Ahlaken Alçak"

Bas gitaristliğinin yanı sıra şarkı yazarı kimliğiyle sayısız hit şarkıya imza atan çok yönlü müzisyen Can Temiz'in; uzun soluklu müzik kariyerinin ilk solo albümü "Ahlaken Alçak" bugün günü dinleyiciyle buluşuyor.

Elektronik Indie/Avant-garde Rock/Horrorcore/Punk ve Alaturka elementlerin harmanlandığı albümün neredeyse tamamının söz, müzik ve aranjeleri Can Temiz'e ait.

Sanatçı prodüktör koltuğunu ise albümün kayıt, miks ve masteringini de üstlenen Ali Rıza Şahenk ile paylaşıyor.

Kayıtların tamamı Fat Lab stüdyolarında gerçekleşen albümde Can Temiz'e, Ayı Murat (The Ayılar), Fırat Ağacık, Damla Pehlevan gibi müzisyen dostları da eşlik etti.

Albümün evde telefona kaydedilen kapanış parçası "İhtiyar Avdan Dönüyor"da ise sanatçıya eşi Burcu Erim ukulelesi ve sesiyle katkıda bulunuyor.

Kapak tasarımını Can Dağlı'nın, lirik videolarını Kadir Kiraz'ın, fotoğraflarını Kenan Kara'nın, çıkış parçası "ANKSİYETE ((her gün))" ün klibinin yönetmenliğini ise Ece Naz Kızıltan'ın üstlendiği albümün görsel dünyasını ise 90'lar Hardcore Punk estetiği şekillendiriyor.

Can Temiz: "Ahlaken Alçak" Bir Yerdeyim

"Herkesin, bir diğer insanın nasıl davranması, nasıl giyinmesi, nasıl düşünmesi, nasıl konuşması, nasıl yaşaması gerektiği hakkında bu kadar katı, çeşitli ve keskin görüşlerinin olduğu ve bunu dillendirmek için ekstra hevesli olduğu böyle bir çağda, illa ki birilerine göre "yanlış" olduğumu bildiğimi ve bununla barışık olduğumu baştan belirtmek istedim. En derinde sürekli kendimizi yargıladığımız için sürekli dışarıda başka birilerini yargılayarak yaşıyoruz ve zaten kendiliğinden çok zor ve stresli olan "yaşamak" eylemini birbirimiz için daha da zor hale getiriyoruz. Hepimiz hayatı "yanlış" yaşamaktan o kadar korkuyoruz ki "doğru"larımızın mutlaklığına başta kendimiz olmak üzere herkesi ikna etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de çok katı ve saldırgan oluyoruz çünkü en derinde hiçbir şeyin mutlak olmadığını biliyoruz. Evrende kontrol edilebilir hiçbir şey yok ve bu bizi korkudan çıldırtıyor. O yüzden en azından doğruların mutlaklığına inanmak istiyoruz. Mutlak iyiye inanmak istiyoruz. Ama bu da "mutlak" kelimesinin kendisi kadar uydurma. Dünya gezegeni üzerindeki var olmuş bütün ahlaklar uydurma. Bütün iyiler kötüler, bütün doğrular yanlışlar, bütün güzeller çirkinler, hepsi uydurma. Ve benim bir yerlerdeki güzel anlayışına göre çirkin, bir yerlerdeki doğru anlayışına göre yanlış, bir yerlerdeki iyi anlayışına göre kötü olarak yargılanmamam imkansız. O yüzden baştan söyleyeyim, ben sana göre Ahlaken Alçak bir yerdeyim."