İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Caroline Blackwood’un kaleminden ürkütücü bir peri masalı

Caroline Blackwood’un kaleminden ürkütücü bir peri masalı

İngiliz yazar Caroline Blackwood’un İkinci Dünya Savaşı sonrasında geçen ve yarı otobiyografik öğeler taşıyan romanı Büyük Büyükanne Webster, Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor.

Büyük Büyükanne Webster her zaman bir savaşçı olduğunu iddia ederdi, ancak gözüpek bir savaşçı olsa da saat gece yarısını vurunca gücü tükenirdi. Görev bildiklerinden fazlasını yerine getirecek bir kadın değildi. 

Büyük Büyükanne Webster, Brighton’ın eteklerindeki gotik bir malikânede içedönük yaşayan, zamansız, katı ve soğuk bir kadındır. 14 yaşındaki torunu, Londra’da geçirdiği küçük bir operasyonun ardından iyileşme süreci için birkaç aylığına onun yanına gönderilir. Perdeleri sürekli çekili, şömineleri hazır olduğu halde hiç yanmayan, soğuk ve nemli bu devasa malikânede kendini yapayalnız bulan isimsiz torun –eleştirmenlerin büyük bir çoğunluğuna göre Blackwood’un ta kendisi– ailesinin geçmişindeki sırları bir bir ortaya dökerken elli yıllık İngiliz tarihini de es geçmez. 

Harap olmuş hayatlardan oluşan bir manzaraya demirden bir özsaygıyla hükmeden Büyük Büyükanne Webster’ın yaşamı hem ürkütücü bir peri masalı hem de büyük bir malikânenin perde arkasındaki gotik çılgınlığı gözler önüne seren bir aile portresi. 

“Yanıltıcı bir biçimde kısa ve öz olmasına rağmen, en az dört dönemin –Victoria, Edward, savaş öncesi ve sonrası– ruhunu yankı uyandıran bir anlatımla yansıtan bir kitap... Eşsiz bir edebî deneyim.”