Çin-Afrika İşbirliği Forumu Zirvesi 4-6 Eylül tarihlerinde Beijing’de düzenlenecek.
CGTN muhabiri Heping Liu, son yıllarda Çin’in organize ettiği en büyük ve en fazla yabancı liderin katıldığı diplomatik etkinlik olan bu zirvenin, dünyanın ilgisini çektiğini belirterek, “Çin ile Afrika ülkeleri arasındaki yakın ilişkiler, başta ABD dâhil olmak üzere batılı ülkelerin keyfini kaçırdı. Batılı ülkeler, tekrar sözde ‘borç tuzağı’ meselesini kışkırtarak bazı Afrika ülkelerinin borç sorunlarını Çin’e yüklemeye çalışıyor.” dedi.
New York Times’ta kısa süre önce yayımlanan bir makalede Afrika kıtasının büyük miktarda borç sorununun bölgenin gelişmesini engellediği ve toplumsal istikrarsızlığın şiddetlenmesine yol açtığının ileri sürüldüğünü söyleyen Heping Liu, “Makalede, Afrika ülkelerinin ne kadar borcu olduğundan çok esas sorunun, kimden ne kadar borç para alması olduğu vurgulandı. Çin’in yatırımlarının Afrika’nın borç krizini kötüleştirdiği iddia edilen makalede Çin, Afrika ülkelerin borçlarını ne siliyor ne de azaltıyor şeklinde suçlandı.” diye konuştu.
“Çin’in yatırımları, Afrika’nın borç krizini kötüleştirdi?”
Heping Liu, “Bu çok bir saçma bir iddia. Çin’in Afrika’daki yatırımları, genel olarak karayolu, demiryolu, liman, kitapevi ve içme suyu vb. vatandaşların yaşam seviyesini yükseltmeyi hedefleyen stratejik alanları kapsıyor. Çin’in yatırımları, Afrika’nın üretim gücünü büyük ölçüde yükseltiyor. Kısa süre önce yayımlanan “Çin-Afrika Ülkeleri Kuşak ve Yol Ortak İnşası Kapsamındaki Gelişim Raporu”na göre son 11 yılda Çin firmalarının Afrika’da hayata geçirdikleri projeler sayesinde 10 bin km’lik demiryolu inşa edildi veya iyileştirildi.” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 100 bin kilometrelik karayolunun, bine yakın köprünün, yüzde yakın limanın kurulduğunu belirten Heping Liu, şunları söyledi:
“Yeni inşa edilen enerji nakil hatlarının uzunluğu 66 bin km’yi buldu ve ana iletişim ağının toplam uzunluğu 150 bin km’ye ulaştı. Bunun yanı sıra bu yılın haziran ayının sonuna kadar Çin 53 Afrika ülkesine para yardımı sağlayarak gıda, su tedariki, kadın ve çocuk ve eğitim projelerinin bu ülkelerde uygulanmasına katkı yaptı. Bu projelerden 10 milyondan fazla kişi faydalandı.”
“Çin, Afrika ülkelerinin borçlarını ne siliyor ne de azaltıyor!”
Heping Liu, “Gerçek ise tam tersi! Çin, G20’nin borç erteleme çağrısını yerine getirme konusunda en büyük çaba gösteren ülke oldu. Çin, 19 Afrika ülkesiyle borç erteleme anlaşması yaptı. Afrika Kalkınma Bankası tarafından açıklanan raporda Çin’in G20’nin borç erteleme çağrısı çerçevesinde ertelediği borçların miktarının G7 ülkelerinin toplamından daha fazla olduğu kaydedildi.” şeklinde konuştu.
G20’nin çağrısına uyması gerekenlerin, , başta ABD olmak üzere batılı ülkeler olduğuna değinen Heping Liu, “Dünya Bankası’nın verilerine göre Afrika’nın dış borçlarının dörtte üçü, çok taraflı finansal kuruluşlar ve ticari alacaklılardan kaynaklanıyor. Ama şuna dikkat edilmeli ki ABD, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun en büyük hissedarı. Afrika ülkelerinde en büyük ticari alacaklıları ABD ve AB’den gelen finansal kaynaklar oluşturuyor.” dedi.
Heping Liu, “Günümüzde bazı Afrika ülkelerinde borç ödeme sıkıntıları görülüyor. Bunun sebebi biraz karışık. Ama tabi ki sorunun esas kökeni, yine gelişimin yetersizliği. Afrika’nın gelişim açığı, bir taraftan tarihte Avrupalı ülkeler ile ABD’nin bu bölgedeki sömürgeciliğinden, bir taraftan da yatırım yetersizliğinden kaynaklanıyor. Afrika, borç tuzağı yerine “yoksulluk tuzağıyla” yüz yüze geldi. Dünya ekonomisinin büyümesinde zayıflık görülürken yabancı yatırım, her ülkenin peşine düştüğü en önemli kaynaktır.” diye konuştu.
Günden güne daha fazla seçkin Çinli işletmenin, yurt dışına yatırım yapmayı tercih ettiğini dile getiren Heping Liu, şunları kaydetti:
“Çin, kaliteli üretim gücüyle ekonominin büyümesi, istihdamın artırılması, endüstriyel seviyenin yükseltilmesi ve yeteneklerin yetiştirilmesi gibi alanlarda önemli bir rol oynuyor. Bu da Afrikalı ülkeler başta olmak üzere dünya ülkeleri tarafından olumlu karşılanıyor. ABD dâhil batılı ülkelerin, Çin’in yurtdışı yatırımlarını sürekli karalaması, özellikle altyapı tesis inşası ve yeni enerji alanlarında kendi rekabet gücüne olan özgüven eksikliğini yansıtıyor.”