Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi, sadece diplomatik bir temas değil, aynı zamanda Almanya'nın tarihsel sorumluluğunun yeniden yüksek sesle ilanı oldu. Merz’in açıklamaları, Berlin’in Tel Aviv’e olan desteğinin taktik değil, ilkesel bir duruş olduğunu ortaya koydu.
Merz, görüşmede Almanya'nın İsrail’in varlığı ve güvenliğini savunduğunu vurgularken, bu tutumun Almanya-İsrail ilişkilerinin temel taşı ve ülkesinin taşıdığı tarihsel hafızanın doğal bir sonucu olduğunu ifade etti. Bu açıklama, özellikle Gazze’de devam eden çatışmalar ve Ortadoğu’daki belirsizlikler karşısında Almanya’nın pozisyonunun altını çiziyor.
merz: çatışmalar sona ermeli, rehineler serbest bırakılmalı
Görüşmede üzerinde durulan bir diğer önemli konu ise Gazze’de süregelen çatışmalar oldu. Friedrich Merz, özellikle iki yılı aşkın süredir devam eden gerilim ortamının sona erdirilmesi gerektiğini belirterek, Mısır aracılığıyla yürütülen müzakerelerden umutlu olduğunu dile getirdi.
Başbakan Merz, “Artık barış zamanının geldiğine inanıyoruz,” sözleriyle Almanya’nın diplomatik çözüm arayışlarına verdiği önemi yansıttı. Hamas’ın silah bırakması gerektiğini belirten Merz, ayrıca rehinelerin – özellikle Alman vatandaşlarının – derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Bu açıklama, Almanya'nın sadece tarihsel bir sorumlulukla değil, aynı zamanda güncel insani krizlere karşı da aktif bir tutum geliştirme arzusunda olduğunu gösteriyor.
almanya iç politikada da tavrını netleştiriyor
Friedrich Merz’in dikkat çektiği bir başka nokta ise Almanya’daki antisemitizm sorunu oldu. Şansölye, ülkede Yahudi toplumunun güvenliğinin tehdit altında olmaması için devlet olarak tüm imkânları seferber edeceklerini belirtti. “Almanya'da antisemitizme yer yok” diyerek verdiği net mesaj, ülkede yaşanan bazı sokak olayları ve sosyal medya üzerindeki nefret söylemlerine karşı da sert bir duruş sergilediklerinin göstergesi.
Almanya’da yaşayan Yahudiler için güvenli bir yaşam alanı oluşturulmasının yalnızca bir iç güvenlik meselesi değil, aynı zamanda Almanya’nın yüzleştiği tarihiyle hesaplaşmasının bir gereği olduğu vurgulandı.
almanya-israil ilişkilerinde yeni bir dönem mi başlıyor?
Merz’in bu çıkışı, Almanya-İsrail ilişkilerinde yeni bir sayfanın açıldığını değil, var olan sayfanın daha da kalın harflerle yazıldığını gösteriyor. Bu güçlü mesajın, Avrupa’daki diğer ülkeler için de bir referans teşkil edebileceği yorumları yapılıyor. Almanya'nın bu politikası sadece iç kamuoyuna değil, uluslararası arenaya da "tavizsiz destek" mesajı niteliğinde.
İsrail’in güvenliği sadece bir müttefik desteği olarak değil, Almanya için ulusal kimliğin bir parçası olarak görülüyor. Bu bağlamda Merz’in açıklamaları, dış politikada ilkesel duruşların ne denli etkili olabileceğini de bir kez daha gözler önüne seriyor.