Erdoğan-Trump Zirvesi Öncesi Atina’da Endişe
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 25 Eylül’de ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da gerçekleştireceği görüşme, Atina’da diplomatik tansiyonu yükseltti. Yunan basını, Türkiye’nin “küçük nükleer reaktör tedariki” ve ABD iş çevreleriyle yapacağı yeni anlaşmaların bölgedeki dengeleri değiştireceğini öne sürerek “Atina’nın kabusu” manşetleri attı.
Washington Gündeminde Nükleer Enerji ve Savunma
Yunan medyasında yer alan haberlere göre, Erdoğan’ın Washington temaslarının yalnızca savunma sanayiiyle sınırlı kalmayacağı, enerji sektöründe de kritik başlıkların masada olacağı ifade edildi. Özellikle küçük nükleer reaktörlerin gündeme gelmesinin, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfa açabileceği iddia edildi.
Atina kaynaklı yorumlarda, bu adımın Türkiye’yi yeniden stratejik ortaklık konumuna taşıyabileceği değerlendirmesi yapılırken, “Erdoğan Trump’a hem iş dünyası hem de enerji kozunu açıyor” ifadeleri dikkat çekti.
Miçotakis-Erdoğan Görüşmesi Gölge Altında
Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki zirvesi öncesinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında New York’ta yapılacak Erdoğan-Miçotakis görüşmesi de gündemde. Yunan basını, “Altı yılda on toplantı” başlığıyla geçmiş zirveleri hatırlatarak, bu diyaloğun krizi önlemeye yönelik bir kanal olarak görüldüğünü yazdı. Ancak Ankara’nın Trump ile yakınlaşmasının Atina’nın tüm hesaplarını değiştirebileceği yorumu öne çıktı.

6 Yılda 10 Zirve
Son altı yılda Erdoğan ile Miçotakis tam 10 kez yüz yüze geldi. Kimi zaman yumuşama, kimi zaman ise sert tartışmalarla sonuçlanan bu zirveler, Ankara-Atina ilişkilerinin dalgalı seyrini gözler önüne serdi. Özellikle 2023’te imzalanan “Atina Deklarasyonu” sonrası umutlu bir hava estirilse de, enerji aramaları, hava sahası ihlalleri ve Doğu Akdeniz gerilimi ilişkileri yeniden zora soktu.
Atina’nın Kaygısı: Enerji ve Casus Belli
Yunan medyası, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de enerji arama faaliyetleri, Libya ve Suriye’deki politikaları ve “casus belli” yaklaşımını hâlâ sürdürmesini en büyük tehdit unsuru olarak görüyor. Diplomatik kaynaklar, Erdoğan-Trump görüşmesinden çıkacak mesajların Yunanistan’ın bölgesel rolünü zayıflatabileceği ve Türkiye’nin “oyun kurucu” rolünü güçlendirebileceğini vurguluyor.