Türkiye, 2025’te Orta Doğu Diplomasisinin Merkezine Oturdu
South China Morning Post’a göre Ankara, Batı ile Şam arasında arabuluculuk yapan kilit ülke konumuna geldi.
Hong Kong merkezli saygın yayın kuruluşu South China Morning Post (SCMP), Türkiye’nin 2025 yılında Orta Doğu diplomasisinin merkezine yerleştiğini yazdı. Haberde, “Bir zamanlar Batı'nın sert eleştirilerine hedef olan Ankara, artık Washington, Avrupa ve Şam arasında arabuluculuk yapan kilit bir ülke” ifadelerine yer verildi.
SCMP’ye göre, Türkiye’nin yükselen diplomatik etkisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izlediği dış politikanın bölgesel dengeleri değiştiren etkisini gözler önüne seriyor. Yayın, Ankara’nın artan rolünü “Erdoğan diplomaside Batı’ya ders verdi” sözleriyle özetledi.

Değişen İttifaklar Türkiye’yi Merkeze Taşıdı
Analize göre Ankara, 2025 yılını Orta Doğu’daki en etkili diplomatik güçlerden biri olarak tamamlamaya hazırlanıyor. Türkiye’yi Suriye’den Gazze’ye uzanan diplomatik sürecin merkezine yerleştiren gelişmeler, değişen bölgesel ittifaklar ve küresel güç dengeleriyle doğrudan bağlantılı.
Yayında, sadece bir yıl önce Türkiye'nin bu ölçüde stratejik bir konum kazanacağını kimsenin öngörmediği vurgulandı. SCMP, Washington’un artık beş yıl önce yaptırım uyguladığı Türkiye’nin desteklediği Şam yönetimine açık destek verdiğini belirtti.
ABD ve Avrupa’nın Türkiye Algısında Keskin Değişim
South China Morning Post’a göre Batılı başkentlerin Türkiye’ye bakışı radikal şekilde değişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’yi "bölgesel istikrarın temel taşı" olarak tanımladığına dikkat çekilirken, Avrupa’nın da Ankara’yı yeniden “kıtasal güvenliğin vazgeçilmez unsuru” olarak konumlandırdığı kaydedildi.
Bu dönüşümün sembol adımlarından biri olarak, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in geçtiğimiz ay Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaret ve Eurofighter Typhoon savaş uçağı anlaşmasının tamamlanması gösterildi.

İç Politikada Tarihi Süreç: PKK Silah Bıraktı
Haberde, Türkiye’nin iç politikada da dikkat çekici bir döneme girdiği aktarıldı. 26 Ekim’de PKK’nın Kandil’de silah bırakmasının ardından örgütün Türkiye topraklarından çekildiği, bu gelişmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “yeni bir aşama” olarak tanımlandığı ifade edildi. Bu sürecin ülke içindeki barış ortamını güçlendirdiği vurgulandı.
Avrupa Savunmasında Türkiye Faktörü
SCMP analizine göre Türkiye, artık Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor. Her ne kadar F-35 programından çıkarılmış olsa da, Türkiye’nin yerli savaş uçağı KAAN projesiyle savunma kapasitesini bağımsız şekilde büyütmesi dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politikasının, ülkenin jeopolitik konumunu en üst düzeyde değerlendirmeyi amaçlayan aktif bir stratejiye dayandığı ifade ediliyor.

“Washington İçin Kesinlikle Bir Ortak”
King’s College London’dan Orta Doğu uzmanı Bill Park, SCMP’ye verdiği değerlendirmede Türkiye’nin hem Gazze hem de Suriye’deki istikrar çabaları açısından ABD için “kesinlikle bir ortak” olduğunu söyledi.
Bölgenin Yapısal Gerçekleri Türkiye’yi Vazgeçilmez Kılıyor
Analizin son bölümünde, Türkiye’nin bölgesel çıkarlarının doğrudan ve kalıcı olduğu vurgulandı. Haberde şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye, coğrafi yakınlığı, askeri gücü ve siyasi iradesiyle diğer aktörler çekildikten sonra da sahada kalabilen tek ülke. Ankara, zaman zaman belirli müzakerelerde manevra alanı kaybedebilir; ancak bölgenin yapısal gerçekleri, Türkiye’nin diplomatik önemini garanti ediyor.”