İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan Gazze Mahkemesi, final oturumunu 23-26 Ekim 2025 tarihlerinde İstanbul’da düzenleyecek. İlk başlangıç toplantısı Londra’da, ilk genel oturumu ise Saraybosna’da gerçekleştirilen mahkeme, İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu’nda toplanacak.
Eski BM Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk başkanlığında gerçekleştirilecek dört günlük oturumlarda akademisyenler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, sağlık çalışanları ve Gazze’de hayatta kalmayı başarmış tanıklar, yaşanan insanlık dramını belgeler, tanıklıklar ve analizlerle aktaracak. Mahkeme, 26 Ekim’de nihai kararını açıklayacak.
Yönlendirme komitesinde BM eski Raportörleri Michael Lynk ve Hilal Elver, akademisyenler Penny Green, Ahmet Köroğlu ve Jamal Juma ile hukukçular Raji Sourani, Craig Mokhiber, Wesam Ahmed ve Lara Elborno yer alıyor. Mahkemenin jüri üyeleri arasında ise gazeteci-yazar Kenize Mourad, Malezyalı siyaset bilimci ve Uluslararası Adil Bir Dünya Hareketi (JUST) Başkanı Dr. Chandra Muzaffar, Filistinli akademisyen Ghada Karmi, Kenya eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Willy Mutunga, Sumud Filosu organizatörlerinden Thiago Ávila, Filistinli akademisyen Sami Al Arian, Filistinli şair Tamim Al Barghouti ve Uluslararası Hukuk Profesörü Christine Chinkin bulunuyor.
Oturumlar boyunca, Gazze’de işlenen savaş suçlarına dair tanıklıklar dinlenecek, uzman değerlendirmeleri alınacak ve uluslararası hukukçularca deliller detaylı bir şekilde incelenecek. Mahkeme, adaletin sesi olarak İsrail’in Gazze’deki katliamını kayıt altına almayı, uluslararası kamuoyunu harekete geçirmeyi ve sorumluları teşhir etmeyi amaçlıyor.
Gazze Mahkemesi ile eş zamanlı olarak, Gazze’de yaşanan katliama dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinlikler de düzenlenecek.
Gazze Mahkemesi Hakkında
Gazze Mahkemesi, uluslararası toplumun hukuku uygulama konusundaki kayıtsızlığına karşılık olarak bağımsız bir girişim olarak kuruldu. “Halk Mahkemesi” olarak işlev gören bu girişim, Gazze’deki durumu tarihsel, politik, felsefi ve yasal boyutlarıyla ele almayı, sivil toplumu sorumluluğa davet etmeyi ve farkındalık yaratmayı amaçlıyor.