Gerçek Uğruna Can Veren Kalemler
Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında ilan edilen 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü, Gazze Şeridi’nde her yıl daha da ağır bir tabloyu gözler önüne seriyor. Bu anlamlı günde, Gazze’deki gazeteciler, kurşunların ve bombaların gölgesinde, gerçeği dünyaya duyurmak için hayatlarını hiçe sayıyor.
Filistinli yetkililerin aktardığına göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana, 13’ü kadın olmak üzere toplam 212 Filistinli gazeteci İsrail’in saldırılarında hayatını kaybetti. Filistin İnsan Hakları Merkezi, bu rakamın dünya genelinde kayıtlara geçen en yüksek gazeteci kaybı olduğunu duyurdu.
İsrail’in Saldırıları Savaş Suçu Niteliğinde
Gazze’deki Medya Ofisi Müdürü İsmail Sevabite’nin verdiği bilgilere göre, İsrail saldırıları sonucunda sadece gazeteciler değil, onların aile bireyleri de hedef alınmış durumda.
- 212 gazeteci şehit oldu
- 409 gazeteci yaralandı
- 48 gazeteci alıkonuldu
- 21 sosyal medya aktivisti ve 28 gazetecinin yakını öldürüldü
- 44 gazetecinin evi tamamen ya da kısmen yıkıldı
Sevabite, bu saldırıların yalnızca bireysel değil, medya organlarını susturmaya yönelik sistematik bir yok etme politikası olduğunu belirtti. "İsrail, gerçeğin kayıt altına alınmasını engellemek için kalem tutanları hedef alıyor" ifadelerini kullandı.
Medya Altyapısında Büyük Yıkım
Gazze’deki medya sektörü de fiziki olarak ağır darbe aldı. Toplam zarar, yaklaşık 400 milyon dolar olarak açıklandı. İsrail saldırılarında:
- 12 basılı yayın
- 23 dijital medya platformu
- 11 radyo istasyonu
- 16 uydu kanalının yerel ve uluslararası şubeleri
- 5 büyük, 22 küçük matbaa
- 5 meslek kuruluşu ya tamamen ya da kısmen yıkıldı.
Bu yıkıma rağmen Gazze’de 143 medya kuruluşu hâlâ yayın yapmaya devam ediyor. Bu direniş, Filistin halkının sesi olma kararlılığını açıkça ortaya koyuyor.
“Özgürlük, Gazeteciyi Korumakla Başlar”
İsrail ordusunun medya araçlarını, logolu yayın araçlarını ve ekipmanlarını da doğrudan hedef aldığına dikkat çeken Sevabite, uluslararası toplumun sessizliğini eleştirdi:
“Gazeteciler öldürülürken sessiz kalanlar, özgür basından söz edemez. Basın özgürlüğü, söylemlerle değil, eylemle ve korumayla ölçülür.”
UCM Yetkisine Giren Savaş Suçları
Filistin İnsan Hakları Merkezi’nin açıklamasına göre, gazetecilerin çoğu ya hava saldırılarında ya da keskin nişancıların hedefi olarak hayatını kaybetti. Bu ölümler, Roma Statüsü’nün 8. maddesi kapsamında, doğrudan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) yargı alanına giren savaş suçları arasında yer alıyor.
Açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19. maddesi ve diğer uluslararası sözleşmelere rağmen gazetecilere yönelik bu ihlallerin cezasız kalmasının, daha fazla suçu teşvik ettiği vurgulandı.
Uluslararası Kuruluşlara Açık Çağrı
Filistinli yetkililer, başta Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi olmak üzere tüm uluslararası medya ve insan hakları kuruluşlarını göreve çağırdı. Gazetecilere yönelik suçların cezasız kalmaması için bağımsız soruşturmaların başlatılması ve faillerin yargılanması talep edildi.
Sevabite son olarak, “Uluslararası toplumun sessizliği, İsrail’e cesaret vermekte ve insanlık vicdanını tehdit eden bu zulmün devamına zemin hazırlamaktadır” dedi.