Karşılıklı Nükleer Caydırıcılık Dengesi
Her iki ülkenin de 170 ila 180 arasında nükleer başlık bulundurduğu tahmin ediliyor. Bu durum, karşılıklı yok oluş riskini doğurduğu için, iki taraf da savaş yerine sınırlı ve kontrollü müdahalelere yöneliyor. Güvenlik uzmanı Seyyid Muhammed Ali’ye göre bu caydırıcılık, topyekûn savaşı “akıl dışı bir tercih” hâline getiriyor.
Kapsayıcı Askerî Müdahaleden Kaçınan Taktik Seçimler
Hindistan ve Pakistan, genellikle askeri hamlelerini kısıtlı bölgelerde ve sürpriz zamanlarda gerçekleştiriyor. Geceleri ya da sabaha karşı yapılan sınırlı çaplı operasyonlar, sivillerden uzak noktalarda düzenlenerek, daha büyük bir çatışmayı tetikleme riski azaltılıyor. Bu strateji, hem iç politikaya hem de uluslararası topluma mesaj verme amacı taşıyor.
Askeri ve Ekonomik Dengesizlik
Hindistan’ın 2025 yılı savunma bütçesi 74.4 milyar dolar iken, Pakistan’ınki sadece 10 milyar dolar seviyesinde. Ayrıca Hindistan’ın aktif asker sayısı da Pakistan’ın iki katı. Bu dengesizlik, Pakistan’ın daha temkinli ve savunmacı bir pozisyon benimsemesine neden oluyor.
Kapsamlı İşgal Niyeti Yok
İki ülke de, özellikle Kashmir dışında, birbirlerinin topraklarını işgal etme veya kaynaklarına el koyma niyeti taşımıyor. Saldırılar daha çok siyasi mesaj amacıyla yapılıyor ve yoğun nüfuslu şehirlerden uzak tutuluyor. Bu da savaş ihtimalini sınırlayan bir diğer faktör.
Kashmir Dışında Genişleme İddiası Yok
Her iki taraf da Kashmir sorunu dışında genişlemeci politikalar izlemiyor. Bölgesel üstünlük yerine iç istikrar ve stratejik dengeye odaklanıyorlar. Bu da tarafları, daha fazla çatışma yerine, statükoyu korumaya yönelik adımlar atmaya teşvik ediyor.