“Bu katliamı durdurun, insanlık susamaz”
İrlanda Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins, İsrail'in Gazze’deki saldırılarına karşı uluslararası toplumun sessizliğine tepki gösterdi. Birleşmiş Milletler (BM) ve Batılı ülkelere seslenen Higgins, İsrail'in ve Tel Aviv'e silah sağlayan devletlerin BM üyeliğinden çıkarılmasını önerdi. Avrupa Birliği'ne de sert eleştiriler yönelten Higgins, “AB, çocukların zayıflamasını sessizce izliyor” dedi.
“Soykırım Sözleşmesi’nin dört maddesi ihlal edildi”
BM İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen bağımsız uzmanlar ekibinin Gazze raporuna dikkat çeken Higgins, belgede İsrail’in 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi’nde tanımlanan dört ana eylemi gerçekleştirdiğinin belirtildiğini aktardı. Raporda, ayrıca İsrail yönetiminin soykırımı teşvik eden söylem ve eylemlerde bulunduğu ifade ediliyor.
“Sivillerin öldürülmesini durdurun”
Gazze'deki sivil kayıplara dikkat çeken Higgins, "Dün ve bugün öldürülenlerin yarısı kadınlar ve çocuklar. Bu katliamı ve sivillerin katledilmesini durdurun" çağrısında bulundu. “Doğumu saldırıyorsunuz” sözleriyle bölgede yaşanan yıkımı özetleyen Higgins, insani felaketin artık görmezden gelinemeyeceğini vurguladı.
“AB birlik ruhunu yitirdi”
Higgins, Avrupa Birliği’nin en güçlü üyelerinin Gazze'deki yıkıma sessiz kalmasını “tarihi bir utanç” olarak nitelendirdi. “Gerçekten korkunç bir zulmü izlemekle yetinen bir Avrupa’nın, birlik olma iddiası inandırıcılığını yitirir” dedi.
BM'ye çağrı: İsrail üyelikten çıkarılsın
İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması gerektiğini savunan Higgins, silah sağlayan devletlerin de bu yaptırıma dâhil edilmesini önerdi. Açıklamaları uluslararası medyada geniş yankı bulurken, İrlanda liderinin tavrı Avrupa siyasetinde dikkat çekici bir ayrışma olarak değerlendiriliyor.
Gazze’de yaklaşık 65 bin kişinin yaşamını yitirdiği çatışmalar, Birleşmiş Milletler'e bağlı çeşitli kurumların da "soykırım" tanımlamasına başvurduğu bir insani trajediye dönüşmüş durumda. Higgins’in açıklamaları, Batılı devletlerin bu tablo karşısındaki politikalarını yeniden değerlendirmeleri yönünde güçlü bir çağrı niteliği taşıyor.