İsrail’in, Gazze’ye insani yardım götürmeyi amaçlayan Küresel Sumud Filosu’na yönelik başlattığı askeri operasyon, bölgede uluslararası tansiyonu tırmandırdı. İsrail güvenlik güçlerinin en az 9 Türk vatandaşını gözaltına aldığıbildirildi. İsrail kaynaklı Kanal 13 televizyonunun geçtiği son bilgilere göre, operasyonda şu ana dek 6 gemi İsrail ordusunun kontrolüne geçti.
Sumud filosunun taşıdığı insani yardım malzemeleri, Gazze’deki sivil halka ulaştırılmak üzere yola çıkarılmıştı. Ancak İsrail, bu yardım girişimini güvenlik tehdidi olarak değerlendirdiğini belirterek operasyonun kaçınılmaz olduğunu savundu.
Türk vatandaşlarının gözaltına alınması diplomatik krize yol açabilir
Gözaltına alınan 9 Türk vatandaşının kimlikleri ve sağlık durumları hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İsrail makamlarından derhal bilgi talebinde bulunduğunu ve Türk vatandaşlarının en kısa sürede serbest bırakılması için girişimlerin başlatıldığını duyurdu.
Bu gelişme, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden gerilim hattına taşıyabilir. Özellikle Türkiye kamuoyunda oluşan tepkisel atmosfer, hükümetin diplomatik adımlarını doğrudan etkileyebilir.
Avrupa’nın dört bir yanında protesto dalgası
İsrail’in filosuna düzenlediği operasyon sadece Türkiye’de değil, Avrupa’nın birçok ülkesinde de kitlesel protestolara neden oldu. Almanya’nın Berlin kentinde binlerce kişi sokaklara dökülürken, Fransa’nın Paris ve Marsilya şehirlerinde de Filistin yanlısı gösteriler düzenlendi. İspanya’nın Barselona kentinde ise liman girişleri sembolik olarak kapatıldı.
İnsan hakları örgütleri ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, operasyonu "insani yardımın kriminalize edilmesi" olarak nitelendirerek İsrail’e ağır eleştiriler yöneltti. Özellikle sivilleri hedef alma riski taşıyan bu tür müdahalelerin, uluslararası hukuk açısından tartışmalı olduğuna dikkat çekiliyor.
Filoya yapılan saldırı, kolektif vicdanda derin yaralar açtı
Sumud filosu, Gazze’ye abluka nedeniyle ulaştırılamayan temel ihtiyaç maddelerini taşıyan ve gönüllülerden oluşan uluslararası bir yardım girişimiydi. Filoda Türk aktivistlerin yanı sıra İtalyan, İspanyol, İngiliz ve Amerikalı gönüllüler de yer alıyor.
İsrail'in askeri müdahalesi ise sadece fiziksel bir saldırı değil, aynı zamanda kolektif vicdanı hedef alan bir eylem olarak yorumlanıyor. Özellikle yardım taşıyan sivil gemilerin askeri güçle durdurulması, kamuoyunda "uluslararası hukukun çiğnendiği" yönünde sert tepkilere yol açtı.
Dron alarmı ve operasyonun perde arkası
Operasyon öncesinde filoda bulunan aktivistlerin, gemilerin çevresinde İsrail’e ait insansız hava araçlarını (dronlar) tespit ettiği ve bunun üzerine alarma geçtikleri öğrenildi. Bu gelişme, operasyonun uzun süredir planlandığı ve adım adım izlendiği yorumlarına neden oldu.
İsrail ordusunun, filosu uluslararası sularda durdurduğu iddiası ise ayrı bir tartışma konusu. Eğer bu iddia doğrulanırsa, İsrail'in eylemi uluslararası hukuka aykırı bir müdahale olarak değerlendirilecek.
Uluslararası çağrılar ve tepkiler artıyor
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail’in bu müdahalesinin şeffaf biçimde soruşturulmasıgerektiğini belirtti. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi ise taraflara itidal çağrısında bulunarak, Gazze’ye insani yardımların engelsiz şekilde ulaşması gerektiğini vurguladı.
“Gazze’deki siviller açlıktan ölüyor, hastaneler çökmek üzere. Yardım taşıyan gemilere yapılan bu müdahale kabul edilemez.” açıklaması, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi’nden geldi.
Türkiye kamuoyunda öfke büyüyor
Türkiye’de sosyal medya üzerinden başlatılan #SumudFilosunaDokunma etiketi, birkaç saat içinde milyonlarca kez paylaşıldı. İstanbul, Ankara, İzmir ve birçok şehirde sivil toplum kuruluşları protesto çağrısı yaparken, bazı liman ve konsolosluk önlerinde kalabalıklar toplanmaya başladı.
Özellikle gözaltına alınan Türk vatandaşlarının akıbetine dair belirsizlik, kamuoyundaki öfkeyi daha da artırıyor. Türkiye’nin bölgesel politikalarında bu olayın dönüm noktası olabileceği yorumları yapılıyor.