Ortadoğu'nun en karmaşık çatışma sahnelerinden biri olan Gazze hattında, yıllardır süren gerilimlerin ardından ilk kez umut dolu bir perde açılıyor. İsrail ve Hamas arasında doğrudan olmayan, fakat etkisi büyük olabilecek dolaylı görüşmelerin başladığı iddiası, hem bölgesel dengeleri hem de küresel siyaseti yeniden şekillendirebilir.
trump'ın duyurduğu plan sahaya mı yansıyor?
29 Eylül’de Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısında ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte duyurduğu Gazze barış planı uzun süredir tartışma konusu olurken, bu planın ilk somut adımları atılıyor olabilir. Mısır merkezli El Kahire News’in geçtiği bilgilere göre, İsrail ve Filistin tarafları arasında dolaylı müzakereler başladı.
Bu görüşmelerin resmi olarak teyit edilmemesi, diplomatik sürecin ne kadar kırılgan ve dikkatle yönetildiğini gözler önüne seriyor. Özellikle Hamas'ın geçmişteki talepleri, İsrail'in güvenlik kaygıları ve uluslararası aktörlerin sahadaki etkisi düşünüldüğünde, bu temasların yüzeyin altında çok daha büyük gelişmelere yol açabileceği tahmin ediliyor.
gölge görüşmelerin arkasında kimler var?
Diplomasi kulislerinden sızan bilgilere göre, Mısır, bu görüşmelerin arka planında kritik bir rol oynuyor. Daha önce birçok kez arabuluculuk görevini üstlenen Mısır, bu kez süreci daha gizli ve kontrollü bir şekilde yönetiyor. Kahire yönetimi, görüşmeleri hem İsrail hem de Filistin tarafıyla ayrı ayrı yürütüyor.
Uzmanlar, bu sürecin başarıya ulaşabilmesi için sadece iki tarafın değil, aynı zamanda Katar, Ürdün, ABD ve hatta Birleşmiş Milletler gibi aktörlerin de sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak diplomatik kaynaklara göre ilk adım, güven inşası ve sessiz temaslarla sağlanmaya çalışılıyor.
gazze halkı bu süreci nasıl karşılıyor?
Gazze’de yaşayan milyonlarca sivil için bu haber, uzun süredir devam eden ablukalar, elektrik kesintileri, su kıtlığı ve işsizlik gibi temel sorunlar arasında bir umut ışığı olarak değerlendiriliyor. Ancak halk arasında temkinli bir iyimserlik hâkim. Daha önce defalarca başlatılan ama sonuçsuz kalan ateşkes girişimleri, beklentileri düşürmüş durumda.
“Barış kelimesi artık bize hayal gibi geliyor” diyen bir Gazze sakini, yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini ancak geçmiş deneyimlerden ders çıkararak fazla umutlanmadıklarını ifade ediyor.
netanyahu’nun iç siyasetteki zor sınavı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için bu süreç, yalnızca uluslararası bir kriz değil, aynı zamanda iç siyasetteki geleceği açısından da belirleyici olabilir. Netanyahu'nun koalisyon ortaklarıyla olan kırılgan dengesi ve ülkede artan protesto hareketleri düşünüldüğünde, barış süreci hem bir risk hem de siyasi bir fırsat niteliği taşıyor.
Netanyahu’nun bu görüşmeleri kamuoyundan uzak yürütmesinin nedeni, muhtemelen sürecin iç politika malzemesi haline gelmesini önlemek. Zira barış söylemi, İsrail’in aşırı sağ kesimleri için bir tehdit unsuru olarak algılanıyor.
uluslararası yankılar ve yeni dönem ihtimali
ABD'nin öncülüğündeki barış planının, bölgede kalıcı bir çözüm sağlayıp sağlayamayacağı henüz bilinmiyor. Ancak özellikle Mısır, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin son dönemde diplomatik alanlarda daha aktif rol üstlenmesi, bu süreci önceki girişimlerden farklı kılabilir.
Uluslararası kamuoyu ise temkinli bir iyimserlikle süreci izliyor. Birçok uzman, bu temasların ilerlemesi durumunda, sadece Gazze değil, tüm Ortadoğu için yeni bir dönemin kapılarını aralayabileceğini düşünüyor.