Lübnan’ın güneyinde Paskalya öncesi kutlanan Palmiye Pazarı Bayramı’nda, Hristiyanlara ait kutsal bir anıt İsrail ordusu tarafından iş makineleriyle yıkıldı. Skandal olay, bölgede gerilimi bir kez daha tırmandırdı.
Yarun’da Kutsal Alanlar Hedefte: İsrail, Aziz Yorgi Heykelini Yerle Bir Etti
Lübnan’ın Nebatiye iline bağlı Yarun beldesinde yer alan Hristiyanlara ait Aziz Yorgi Anıtı, İsrail ordusuna bağlı askerler tarafından Palmiye Pazarı Bayramı esnasında buldozerlerle yıkıldı. Bu olay, sadece Lübnanlı Hristiyanları değil, tüm bölge halkını derin bir üzüntüye boğdu. Olayın görüntüleri eski Lübnan Çalışma Bakanı Mustafa Bayram tarafından sosyal medya platformu X üzerinden kamuoyuyla paylaşıldı.
Bayram paylaşımında, “Siyonist düşman, Lübnan'ın güneyinde dini kutsallığı olan simgelerden biri olan anıtı yıkıyor. Bu görüntüler, İsrail’in tüm kutsallıklara karşı olan düşmanlığının açık göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Lübnan’dan Sert Tepki: İsrail, Ateşkesi Sürekli İhlal Ediyor
Lübnan resmi haber ajansı NNA da olayı doğrulayarak, “Düşman İsrail, Lübnan'a yönelik ihlalleri kapsamında Yarun beldesindeki Aziz Yorgi heykelini yıktı.” açıklamasını yaptı. 27 Kasım 2024’te sağlanan ateşkese rağmen İsrail’in bu ihlali, bölgede tansiyonu yeniden yükseltti.
Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) öncülüğünde Fransa, ABD, Lübnan ve İsrail tarafından kurulan Ateşkesi Denetleme Komitesi’nin varlığına rağmen, İsrail ordusu anlaşmayı sık sık ihlal ediyor.
Şu ana kadar, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda en az 100 sivil hayatını kaybederken, 300’ü aşkın sivil yaralandı. Özellikle Hamamis Tepesi, Aziyye Tepesi, Uveyda Tepesi, Balat Dağı ve Lebbune Tepesi gibi stratejik noktalarda varlığını sürdüren İsrail güçleri, uluslararası hukuku hiçe sayarak bölgede sürekli gerilim yaratıyor.
İsrail’in Skandal Tutumu ve Bölgedeki Ateşle Oynayan Stratejisi
İsrail’in bölge halkının dini ve kültürel değerlerine yönelik saldırgan politikaları, sadece Müslümanları değil, Hristiyan toplulukları da hedef alıyor. Bu eylemler, İsrail’in gerçek niyetini gözler önüne sererken, bölgesel barışın önündeki en büyük engellerden biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Türkiye ise, bölgede barış ve istikrarı savunan ilkeli dış politikasıyla mazlum halkların yanında yer almaya devam ediyor. İsrail’in insan haklarını ve uluslararası anlaşmaları ihlal eden eylemleri karşısında, uluslararası toplumun sessizliği ise düşündürücü.