İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkesinin savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen kapsamlı bir yatırım planını kamuoyuyla paylaştı. Netanyahu, önümüzdeki 10 yıl içinde savunma sanayisine yaklaşık 110 milyar dolarlık ek kaynak aktarılacağını açıkladı.
Şin-Bet Merkezinde Kritik Toplantı
İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet’in merkezinde üst düzey güvenlik ve dışişleri yetkilileriyle bir araya gelen Netanyahu, toplantıda ülkenin uzun vadeli güvenlik stratejisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Netanyahu, İsrail’i güçlü, teknolojik olarak gelişmiş ve mümkün olan en yüksek düzeyde bağımsız bir ülke haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi.
“Silahlarımızı Kendi Ülkemizde Üretmek İstiyoruz”
Tam anlamıyla bağımsızlığın zor olduğuna dikkat çeken Netanyahu, özellikle savunma sanayisinde kritik platformların yerli üretimine ağırlık verileceğini ifade etti. Bazı hava platformları da dahil olmak üzere silah sistemlerinin İsrail’de üretilmesi için yoğun çaba harcanacağını belirtti.
Müttefiklere Bağımlılık Azaltılacak
Netanyahu, savunma alanında müttefik ülkelere olan bağımlılığın stratejik riskler doğurabileceğini savunarak, bu bağımlılığı azaltmanın İsrail’in manevra kabiliyetini artıracağını dile getirdi. Savunma sanayisinde daha güçlü bir yerli kapasitenin, İsrail’in uluslararası baskılara karşı daha dirençli olmasını sağlayacağını ileri sürdü.
ABD En Büyük Tedarikçi Konumunda
İsrail’in savunma sanayisinde en önemli müttefiki ve tedarikçisinin ABD olduğu bilinirken, son dönemdeki askeri sevkiyatlar bu bağımlılığın boyutunu ortaya koyuyor. İsrail Savunma Bakanlığı, Ekim 2023’ten bu yana ülkeye yaklaşık 1000 uçak, 150 deniz aracı ve 120 bin tonun üzerinde askeri teçhizat ve mühimmat ulaştırıldığını açıklamıştı.
Bu sevkiyatların hangi ülkelerden yapıldığına dair detay verilmezken, lojistik operasyonlara İsrail Savunma Bakanlığı’nın ABD ve Berlin misyonlarının da katıldığı belirtilmişti.
Savunma Sanayisinde Yeni Dönem Sinyali
Netanyahu’nun açıkladığı yatırım planı, İsrail’in savunma sanayisinde daha yerli, daha bağımsız ve uzun vadeli bir yapılanmaya yöneldiği şeklinde yorumlanıyor. Planın, bölgesel dengeler ve İsrail’in müttefikleriyle ilişkileri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise önümüzdeki yıllarda netlik kazanacak.