Aziz Petrus'un mirası olan yüzük, yeni bir Papa dönemine geçişin sembolü olarak yok ediliyor
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis’in vefatının ardından gözler, “Balıkçı Yüzüğü” olarak bilinen kutsal mührün akıbetine çevrildi. Aziz Petrus’un halefi olarak kabul edilen Papa’nın parmağını süsleyen bu yüzük, sadece sembolik değil, aynı zamanda tarihî bir öneme sahip. Ancak bu önemli yüzük, her Papa’nın ardından olduğu gibi Francis'in vefatı sonrası da imha edilecek.
Bu uygulama, 16. yüzyıldan bu yana kilise protokolünün bir parçası olarak sürdürülüyor. Papa adına yazılan resmi belgelerde mühür işlevi gören bu yüzüğün, kötü niyetli kişilerin eline geçerek sahte belge üretmesini önlemek amacıyla imha edilmesi zorunluluk hâline geliyor.
Orta Çağ’dan Günümüze Taşınan Güçlü Bir Ritüel
1521 yılından beri sürdürülen bu gelenekte, Papa’nın yüzüğü genellikle çekiçle parçalanarak sembolik olarak işlevsiz hâle getirilir. Ancak bu ritüel, zamanla güncellenmiştir. 2013 yılında görevinden kendi isteğiyle ayrılan Papa 16. Benediktus’un yüzüğü, kırılmak yerine üzerine çarpı işareti oyularak kullanılmaz hâle getirilmişti. Aynı yöntemin, Papa Francis için de uygulanması bekleniyor.
Söz konusu işlem, “Kutsal Roma Kilisesi Kamerlingi” unvanına sahip olan kıdemli kardinal tarafından gerçekleştirilir. Bu kutsal görevi üstlenen İrlandalı Kardinal Kevin Joseph Farrell’ın, geleneksel törenle yüzüğü işlevsiz hâle getirmesi bekleniyor.
Papa Francis’in Tercihi: Sadeliğin ve Mirasın İzinde
Papa Francis, seleflerinin aksine gösterişli altın yüzükler yerine, altın kaplama gümüş bir yüzüğü tercih etti. Bu yüzüğün, Papa 6. Paul’ün eski sekreterine ait olduğu ve onun anısını yaşatmak amacıyla yeniden kullanıldığı belirtiliyor.
Günlük yaşantısında bu yüzüğü nadiren kullanan Francis, sade yaşam tarzıyla da dikkat çekti. Hatta 2019 yılında elini öpmek isteyen inananları geri çektiği görüntüler, Vatikan tarafından “hijyen” gerekçesiyle açıklanmıştı.
Yeni Bir Papa, Yeni Bir Dönem
Yüzüğün imhası sadece sembolik değil; aynı zamanda eski Papa döneminin sona erdiğini ve yeni bir ruhani liderin seçileceğini ilan eden önemli bir ritüel olarak görülüyor. Kardinallerin katılımıyla gerçekleştirilecek bu işlem, tüm dünyada milyonlarca Katoliğin yakından takip ettiği süreçlerden biri olacak.