Putin zamana ve kaynaklara güveniyor
Simon Smith’in analizine göre, Vladimir Putin’in barış masasına oturmayı reddetmesinin temel nedeni, halen savaşta üstünlüğü elinde tutabileceğine olan inancı. Beşte bir Ukrayna toprağını kontrol eden Moskova, küçük ama istikrarlı kazanımlar elde ederek savaşı zamana yayma stratejisini sürdürüyor. Putin, özellikle Avrupa’nın kaynak yetersizliği ve Batı’nın yorgunluğu üzerinden avantaj kazanabileceğine inanıyor.
Trump faktörü: Zayıf Ukrayna desteği, güçlü Putin sempatisi
Putin’in savaş planlarında ABD Başkanı Donald Trump’ın yaklaşımı belirleyici bir etken olarak görülüyor. Trump’ın daha önce Zelenskiy ile yaşadığı gerilim ve Putin’e yönelik olumlu tavırları, Rus lideri cesaretlendiriyor. Smith’e göre Putin, Trump’ın tekrar başkan seçilmesi halinde Ukrayna’ya desteğin azalacağını ve Rusya’nın diplomatik elinin güçleneceğini düşünüyor.
Putin, ABD yaptırımlarına karşı daha dirençli
Trump’ın, Avrupa ile uyumlu yeni yaptırımlar uygulamaya sıcak bakmadığı görüşü, Putin’i ekonomik baskıya karşı daha cesur adımlar atmaya itiyor. Smith, Putin’in “Trump ciddi değil” düşüncesiyle, yaptırımlardan çekinmeden savaş stratejisini sürdürdüğünü belirtiyor.
Trump’ın sabrını tüketme stratejisi
Putin, savaşın sürdürülmesinin Trump’ı müzakerelerden yıldırabileceğine inanıyor. Moskova, Batı ile yürütülen barış görüşmelerini bir oyalama aracı olarak kullanarak, Trump’ın “artık yeter” deyip Ukrayna’dan desteğini çekmesini hedefliyor. Bu senaryoda Putin, ABD’nin boşluğunu başka hiçbir gücün dolduramayacağını varsayarak elini güçlendirmeyi amaçlıyor.